Ne yazsa (yazdıysa) okurum dediğimiz yazarlar vardır. Jack London bunlardan biri benim için.
Güney Denizi Hikayeleri yazarın denizcilik yaptığı zamanlardan yola çıkarak denizi, denizciliği ve bu hayatı yaşayanların öykülerini anlatıyor. . Öyküleri okurken tufanı yaşayabilir, beyaz adama kızabilir, güzel bir dostla karşılaşabilir ve kendinizi yamyamların arasında bulup arkanızı kollayabilirsiniz. Kısa ama doyuran öyküler.
Çeviri kitaplarda biraz da çevirmenin başarısına bağlı kalıyoruz. Çok iyi bir kitap başarısız bir çeviriyle bizi kitaptan soğutabiliyor.
Jack London daha önce okumamış olsam ve kaleminin tadını bilmiyor olsam bu çeviriyle sanırım pek sevmezdim. Çok düz, duygusuz bir çeviri yapılmış. Çok güzel hikayeler var ama çevirideki duygu eksikliği, imla hataları okuyanı soğutabilecek şekilde.
Kitabı okumak isteyenlere başka bir yayıne vinden daha iyi bir çeviriyle okumalarını tavsiye ederim.