Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

yunus emre 22. bölüm
Sükut haldir, nasıl ki türlü türlü sözler, kelimeler, cümleler var. Türlü türlü de sükut var. Kişi konuştuğu değil sustuğudur. Meğer ki asıl konuşan hal ola. Hali ne ise kavli de odur kişinin. Ağzından hangi harfler hangi sıra ile birlenip, hangi kelimeler halinde söze gelse de manadır asıl olan, manadır kişiyi tanış eden muhataba. Sözler ne derse desin Lisan-ı hal tercüme istemez. Yaratılmış bir varlık olmaya ki hal dile bilmesin. Hayvan dahi kendisini sevmeyen de havlar. Ne demişler; ”Söz gümüş ise sükut altındır.” İyi de neden ? Güzel söz amenna ama ne der şimdi burada ? Sükut nice bir şeydir ki o altındır. Acaba sükut daha fazla sırlarımı aşikar eder ? daha fazla mı anlatıyor sözden ? Sözün son durağı dildir, ee o vakit ilk durağı nerededir onun ?  Nasıl ki her suyun bir gözü var, kaynağı var, yuvası var. Sözün de çıktığı bir yer olmalı, işte orası sükuttur. Sükut, sözün yuvasıdır, membaıdır. İşte o sebepten biz senin dediğine değil, biz hale bakarız. Olan ne ? Biten ne ? Her işittiğine inanan insan aklı boşa dili yeter ona, şimdi böyle yazarız diye sanılmasın ki sözde bir önem yoktur. Tam tersi vaki, kişi sözüdür. Biz elinde sonunda gül gibi açacak hakikatten dem vururuz. Sözün kuvvetini küçük değil maksadımız, söz güçlüdür elbet, öyle güçlü ki onlar yalana inandırır biz hakikate inandıramayız.
·
65 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.