Ölümü her saniyesinde hisseden bir adamın hikayesi bu. İnsan hayatının ucuz olduğu dönemde biraz daha hayatta kalmayı umut eden bir adamın hikayesi… Ölüme seyirci kalmakla yetinmeyip törene dönüştürenler ise bu kitabın zalimleri. Kitapta birini öldürdüğü için hücrede kalan bir mahkumun ağzından yaşadıklarını, hissettiklerini görmekteyiz. İçeriden dışarıya doğru bakan bu mahkum ölümle burun burunadır. Öleceğini bildiği halde hayal kurmak ister çocukluğunu düşler… Ne yapsa idam sehpasından kaçamaz.
Victor Hugo, romantizm akımının önemli temsilcilerindendir. Bu eserinde de bunun izleri görülmektedir. Mahkumun duygularını en ince ayrıntısıyla hissetmeye hatta mahkumla birlikte siz de umut etmeye başlıyorsunuz. Sanki o yıllara dönüp tüm ölümleri durdurma gücüne sahipmiş gibi hissediyorsunuz. Dönemin siyasi ve sosyal hayatına büyük bir eleştiri niteliğinde olan bu eserden de anlaşılacağı üzere insan hayatı ne olursa olsun her şeyden değerlidir.