Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

112 syf.
·
Puan vermedi
·
6 günde okudu
Kolombiyalı yazar Marquez, çocukluğunu geçirdiği küçük bir kasabada yaşanmış bir olaydan yola çıkarak kurgulamış romanı. Kitap bir cinayet işlendiği bilgisiyle başlıyor yani son başta veriliyor devamında yazar bu cinayete herhangi bir şekilde dahil olmuş insanlarla biraraya gelerek onlarla cinayeti konuşuyor. Bir röportaj havasında ilerliyor kitap. Kitabın asıl adı da İlan Edilmiş Bir Cinayetin Güncesi ama Türkçe’ye Kırmızı Pazartesi olarak çevrilmiş. Şehre bir yabancının gelmesiyle başlıyor her şey. Bu yabancı evleneceği kızı bulmak için geldiğini söyleyen çok zengin, görgüsüz, parayla her şeyi halledebileceğini zanneden biri. Burada bir Türk gibi vurgusunu yapıyor yazar, o coğrafyada Türk ve Arap kavramları özdeşleştirilmiştir. Bu yabancı evleneceği kızı buluyor, her şeyi parasıyla organize ederek dillere destan olacak bir düğün yapıyor. Düğün gecesi gelinin bakire olmadığı ortaya çıkınca gelini babaevine geri götürüyor. Gelinin ikiz erkek kardeşleri ona bunu kimin yaptığını soruyorlar, gelin de Santiago Nasar’ın yani baş karakterin ismini veriyor. Bundan sonrası ikiz kardeşlerin Santiago Nasar’ı öldürmesine giden yol. Fakat bu öyle bir cinayet ki işlenecek âna kadar Santiago hariç herkes bu cinayetin işleneceğini duyuyor, görüyor, biliyor. Ama kimse engel olmuyor, olamıyor ya da olmak istemiyor. Attila İlhan’ın Cinayet Saati şiirini hatırlatıyor bu durum. cinayeti kör bir kayıkçı gördü ben gördüm kulaklarım gördü vapur kudurdu kuduz gibi böğürdü hiç biriniz orada yoktunuz Burada yazar toplumun bazı suçlara karşı ne kadar affetmez hâle gelebileceğini anlatmaya çalışmış. Kısacık bir kitapla çok şeyi sorgulatıyor yazar: Aşk olmadan kadın erkek ilişkisi nasıl olur? Aşk da öğrenilir diyor gelinin annesi onu bu evliliğe ikna ederken. Hani bizim ülkemizde de çok duyuyoruz ya görücü usulüyle evlendim ama sonradan sevdim falan. Yaşamlarımızın ne kadarını gelenekler belirliyor? Biz bu yaşamın ne kadarıyız? Yazar, kader insanı görünmez kılar diyor. Ya da kader diye bir şey yok da onu biz kurguluyoruz. Kendimize de roller biçiyoruz. Anılarımızın da maddi bir bedeli var mı? Zira on mislini vererek kasabanın en güzel evini içindeki anılarla birlikte satın alıyor evlenecek olan adam. Efendi köleyi her anlamda kullanabilir mi? Önyargılarımız bizi nerelere sürüklüyor… Ben kitabı uzun süredir merak ediyordum. Okuyunca hemen başka bir okuyanla sohpet etme isteği duydum. Çünkü üzerinde konuşulacak, ne demek istediği tartışılacak bir kitap. Bazı semboller de var kitapta. Açılmamış mektuplar, tavşan, horoz ibiği, kapı…. Bu arada kitabın bir filmi de var. Kitabı okuduktan sonra onu da tavsiye ederim. Direk film anlamsız gelebilir. Ben kitabı severek okudum tavsiye ederim arkadaşlar. Herkese çok okumalar.
Kırmızı Pazartesi
Kırmızı PazartesiGabriel Garcia Marquez · Can Yayınları · 202177,7bin okunma
·
475 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.