Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

311 syf.
·
Puan vermedi
·
3 günde okudu
Tarihin dinamikleri roman'dan öğrenebilir mi? Evet bence öğrenilebilir. Bir romanı sadece yazarın sanat anlayışı, kültürel birikimi, dili kullanışı, zihniyet dünyası ve yaşadığı çağa bakışı hakkında fikir sahibi olmak için pek tabii okunabilir. Yalnız okumam sadece bunlarla sınırlı kalmaz, o dönemin kültürel yapısını sosyolojisini siyasi bakış açısını ve toplumun içinde bulunduğu ruh halide önemli görüyorumher zaman. Arkadaşlar gerçekten güzel bir inceleme olacak tarih sevmeyen arkadaşlar olabilir lütfen sabırla okuyun çok derinleme girmeyeceğim çünkü kitabın anatomisi için gerekli bence. Bu romanın yazıldığı döneme bir gidelim. Sene bilmem kaç Osmanlı'da Tanzimat dönemi (1839) batılılaşma, modernleşme veya Medenilesme nasıl ortaya çıktı beraber bakıp romanı yavaş yavaş inceleyelim. Uzun olursa şimdiden affola. Ne dedik batilaşma evet :)) Nerden çıktı bu batilaşma merakı ? Osmanlı Devleti’nin 1800’lü yıllarda yaşadığı değişim sürecinde desek yanlış olmaz. Bu yıllara bakıldığında eski askeri gücünü kaybetmiş, ekonomisi giderek zayıflayan ve özellikle Avrupa ülkelerine karşı oldukça zor bir durumda kalan Osmanlı Devleti’nde bir reform hareketi başlar. Bu reform hareketleri için örnek alınan ülkeler, Osmanlıların artık kendilerinden daha güçlü bir konumda olduğunu kabul ettikleri Avrupa Devletleri olmaliydi.Tanzimat fermani ile baslayip, islahat fermani ve iki meşrutiyet ile devam ettirdigi, cumhuriyet ile bu yolda onemli bir adim attigi ve ilk adimdan bu yana 135 yil gecmesine ragmen cogu kez hala istenilen seviyede gerceklestiremedigimiz batilaşma:)) Ne kadar başarılı olduk? Sanatta, edebiyatta, fikriyatta, uygulamalı alanlarda  taklit, intihal ve tercümeden öteye gitmemiş bir de üstüne üstlük batilaşalim derken kendi özümüzü bile kaybeder olduk zamanla.Bir de Avrupa Birliği hayalleri ile gelen siyasetçiler bize ne vaatler vermedi ki:)) Sonra Avrupa ülkelerine yaranmak için yapmadıkları fırıldaklik kalmaması en çok can sıkan meseleydi çoğu zaman. Gelgelelim Avrupa Birliği demek bir nevi oraya girmeden onlara köle olmaktı bir dediğini iki yapmamaktı. Ah şu emperyalist güçler:)) Siyaset ne alaka siyasete gitmeyecektik ya. Neyse Sonuç olarak fok balıkları çok yalnız:)) Haa! Evet niye girdim hatırladım. Batılılaşma kavramı sadece siyasi anlamda değil sanat ve kültürel alanda da kendini gösterdi pek sonra dedik.Roman ve tiyatro gibi batılı türlerde eserler üretmeleri bile, aslında bu bakış açısının sonucudur. Ancak bu sürecin “yanlış” bir şekilde ilerlemesi ihtimali, yani insanların Avrupa’daki hayatın “yanlış” boyutlarını örnek alması fikri, onlar için önemli bir korku haline gelir.Batılılaşmaya duyulan özen romanlarımıza kadar yansımış ve ilk realist (gerçekçi) roman olan Araba sevdası ile karşımıza çıkmıştır. (Daha romana geçmedim yazıldığı dönemdi bu kadar dil dökmelerim. Peki bu yanlış batilaşma kitabimiza nasıl yansıdı? Sonunda meseleye geldik:)) Recaizade Mahmut Ekrem Avrupa görmüş gençlerden; süslü gezen, gösteriş olsun diye cebinde fransızca dergi ve gazetelerle dolaşan,"bonjur","bonsuar","vuz ale biyen" diyebilmek için Beyoğlu'nda adam arayan; türkçe konuşurken araya yalan yanlış fransızca sözcükler katmadan edemeyen; savurganlığa, borç etmeye özenen; Türkçe'yi edebiyatsız, kaba bir dil sayıp bu dilin cahili olduğu için de iki kültür arasında cebelleşen romanın başkahramani Bihruz Bey üzerinden anlatır. Yani ağlanacak halimizin resmiydi Bihruz Bey. 1 k da önceden okumuş ve inceleme yapmış siz değerli okuyucularımızın bazıları kitap içeriğine tek tek dokunduğu için ben de bu irdelemeyi tekrar yapmayacağım arkadaşlar. Kitabın ismi de, kitap boyunca bir kıza aşık olduğunu zannedip en sonunda onun sandığı arabaya aşık olmasından geliyor. Kitabı okumadan önce bilgi sahibi olmak için 1 k' da okuduğum bir sürü inceleme de birde şu eleştiriyi gördüm ve cidden okuma okumama konusunda tereddüt yaşadim. Neydi bu eleştiri; "Metin içinde türkçe okunuşuyla yazılmış fransızca sözler ve cümlelerin kitabın arkasında fransızca yazılışlarıyla verilmeleri" nedeniyle baya kitaptan soğuyanlar olmuş. Niye böyle birşey yapmış ki yazar diye merak edip araştırdım ve kitapta fransızca kelime ve cümlelerin okunduğu gibi yazılmalarındaki amaç fransızca bilen-bilmeyen herkesi sinir etmektmis :)) türkçeyi de fransızcayı da yarım yamalak bilen bihruz'un etrafındakilerle yaşadığı iletişim kopukluğunu okuyucuya da hissettirmekmis. Ama benim okuduğum yayında Türkçe cevirileri alt tarafyaydi yine de zorlandım. Aldığınız yayına dikkat edin. Sonuç olarak bu akıl karışıklığı ile okudum ama şimdi iyiki okumuşum diyorum.Recaizade Mahmut Ekrem'in canı sıkıldığı için yazdığı bu eseri -ben demiyorum kendisi söylüyor- ("Malumdur ki insan eğlencesiz yaşayamaz. Bendeniz gibi yaratılışı gereği inzivayı sevenler içinse okuma veya yazmadan iyi eğlence olamaz.") Mutlaka okuyun :)) İyi okumalar arkadaşlar kitapla kalın
Araba Sevdası
Araba SevdasıRecaizade Mahmut Ekrem · İletişim Yayıncılık · 201425,1bin okunma
··
1.165 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.