Uyu Crescent, gökyüzü senin, yıldızlar sevdiğin ve Ay evin..." Merhabaa. Nasılsınız? Bugün Ay Günlükleri serisinin üçüncü kitabı olan Cress’ ten bahsedeceğim. Konusundan bahsedecek olursak Cress dünyaya daha doğrusu Ay' a bir “kabuk” olarak geliyor. Ve daha küçücükken ailesinden alınıyor ve Baş Sihirbaz Sybil tarafından bir Uzay Uydusu’ na hapsediliyor. Eh Uzay Uydusu’ nda 7 yıl boyunca yanında sadece elektronik aletlerle yaşayınca herhalde dünyanın en iyi Hacker’ ı oluyor Cress. Sybil tarafından zorla Kraliçe Levana’ ya çalıştırılıyor. Fakat bizim Cinder planı için Cress’ i oradan kurtarmak istiyor. Fakat bir şeyler ters gidiyor ve bizim grup dağılıyor. Hem de feci şekilde. Ve olaylar böyle başlıyor. Bu kitapta bir sürü gizem açığa çıktı ve hiç beklemediğim şeyler oldu. Tabii kötü bir şey olmasa şaşardım zaten. Çok ani gelişiyor her şey. İlk üç kitabın arasından en güzeli buydu. Kitabın sonunda diğer kitabın ana karakteri olan Winter ile tanışıyoruz. Ona gerçekten üzüldüm ve hikayesini bir an önce öğrenmek istiyorum. Kitapta ki favori bölümüm benim tabirimle Operasyon adı: Damadı Kaçırma bölümüydü favfjekakk. Aşırı eğlendim o bölümü okurken. Ama maalesef Levana bu olayı yanlarına bırakmayacak... Ana karaktere gelirsek Cress kesinlikle harika bir karakterdi. Aşırı tatlı ve hayalperest biri. Thorne’ la yaşadıkları şeylere gülsem mi ağlasam mı bilemedim fwrgwjjklwehb. Tabii ki de serinin her kitabında olduğu gibi yine bir ölüm gerçekleşti... Sanırım en üzücü ölüm buydu. Ben şahsen karakteri sevmiyordum ama ölüm anı çook üzücüydü. Yine yazarın hayal gücüne hayran kaldım. Bu arada bu kitapta Rapunzel’ den esinlenilmiş. Cress’ in Uzay Uydusu’ na kesici alet sokması yasak olduğu için yıllar boyunca saçları uzamış. Tabii sonra o saçları kestiler. Sırada serinin yan kitabı olan Levana var. Açıkçası korkmuyor değilim. Çünkü kötü karakterin hayatı anlatılıyor. Yorumumu burada sonlandırıyorum. Hoşçakalın.