Bir tarafta, ilk yapıp en mükemmel yapma gibi --Resûl'-i Ekrem aleyhissalâtu vesselam haricindekiler için-- geçerli olmayan bir şık var, ki biz bu iddiaya girsek, bir şey yapamaz hale geliyoruz. Öte tarafta ilk olduğu için eksikleri olan şeyler yapma, ama bunu 'mükemmel' görme gibi bir zaaf var; bu takdirde de, ilk yapılanı en mükemmel gördüğümüz için gene kemâle doğru gitmiyoruz. Üçüncü ve bizim için en makul şık olarak ise, ilk yapmak, yapılanın ilk yapılan olarak eksiklikler taşıdığını görmek, hem kendi başımıza onu gözden geçirebilmek gem dışarıdan gelen teklif ve tenkidlere açık olmak, böylece ikinci, üçüncü, dördüncü adımlarda kemal merdiveninde bir basamak daha ilerlemek var.