Kitabın yazarı ve başkahramanı olan Jodi, başına gelen olay sonrası felç oluyor. Yaşama olan bağlılığı ve umudunu tam kaybettiği dönemde aklına bir fikir geliyor. Dünyanın dört bir yanına ‘sevgi dolu mektuplar’ göndermeye başlıyor. Bu fikir hem kendi ruhuna şifa oluyor hem mektupları gönderdiği insanların hayatlarına dokunuyor. Mektup yazdığı herkesi tüm kalbiyle kucaklıyor. Kendini en dipte gördüğü anlar sonrasında yaşama olan tüm inancı yerine geliyor.
Kitabı okudukça Jodi’ye sarılmak onu sımsıkı sarmalamak istedim. Yaşadığı acıları kalbimde hissettim ve onu çok sevdim. Yaşadığı onca acıya rağmen başkalarının derdine derman olmak istemesi de çok fedakarca bir davranış. Herkesin okumasını istediğim, her anımıza şükretmemiz gerektiği mesajını veren bu kitabı iyi ki okudum. İyi ki varsın Jodi!