Gönderi

Haham Ispanyol Engizisyonuyla ilgili, Musevilerin gördüğü ağır işkencelerle ilgili bir öykü anlatıyordu. Adı Ruth olan özel bir insandan söz ediyordu, tam olarak ne yaptığından, hangi kanıtların ondan yana hangilerinin aleyhine olduğundan; tüm konuyu bir mahkeme kâtibi kaydetmişçesine anlatıyordu. Ben de masum bir çocuk olarak, her şeyi gerçekmiş gibi dinliyordum, çünkü haham aksiyle ilgili hiçbir şey söylememişti. Sonunda, haham Ruth'un hapiste nasıl öldüğünü anlattı: "Ve ölürken şöyle düşündü" falan filan. Bu benim için bir şok olmuştu. Ders bittiğinde, hahama gittim ve "Öldüğü sırada ne düşündüğünü nasıl biliyorlardı?" diye sordum. O da "Şey, tabii ki, Musevilerin neler çektiklerini daha canlı anlatmak için Ruth'un öyküsünü uydurduk. O gerçek bir kişi değildi" dedi. Bu benim için çok fazlaydı. Fena halde aldatılmış hissediyordum: Ben doğru öyküler istiyordum, başkaları tarafından uydurulmuş olanları değil; böylece ne anlama geldiklerine kendim karar verebiliyordum. Ama yetişkinlerle tartışmak benim için zordu. Tek yapabildiğim ağlamaktı. Ağlamaya başladım, o kadar üzülmüştüm.
·
306 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.