Kitabı okuduktan sonra Kafka’nın diğer kitaplarında da görülen belirsizlik ve soyut öğretileri, dolambaçlı yolları beni yazarın hayatını irdelemeye itti. Bu adam neden böyle yazıyor diye! Kısaca Kafka korku ikliminde yazmış kitapları. Korkuyu nitelemekle kalmamış, öz benliğinden bir parça saymış. Korkudan doğan acıyı değil, acının yarattığı korkudan beslenmiş. Ayrıca kendisi Prag doğumlu Almanca bilmesi yüzünden Çeklerden, yahudi olması yüzünden Almanlardan eziyet ve ötekileştirme görmüş. Zaten kardeşleri ve ölümsüz aşkı Milena’da Nazi kamplarında öldürülmüş. Ne yazık ki çelimsiz, sıska vücudu fiziksel ezikliğini destekleyince hayatta tek başına yaşamak zorunda kalmış. Dolayısıyla korkunun dibine inmiş ve korkuya dört elle sarılmış, sahiplenmiştir. Eğer yazarı bu yönleriyle öğrendikten sonra Dava’yı incelersek Kafka gibi korkan bir baş karakter olduğunu görürüz. Dahası ismi bile K.’dır. O kadar belirsiz ve önemsiz. Sokaktaki herkes gibi sıradan adam. Kitap sebep, ilişki, sonuç gibi kavramları okuyucuya bırakır. Kitap boyunca “-Neden?” diye sormaktan kendimi alamadım. Çünkü yazar soyut verilerle romanı başlatıyor, siz sorulara cevap ararken sorgusuz bitiriyor. Hatta kitabın kapak tasaramı (Can yayınları) bile çok garip. Sonrasında kitap hakkında açıklamalardan ve yazarın hayatını karıştırdıktan ancak anlam verebildim. Şahsen bu tarz romanlar benim gibi birisi için okunmuyor, işkenceye dönüşüyor. Popüler kitaplar arasında yer alan bu eseri şartlar altında okumayı size bırakıyorum.

DavaFranz Kafka · Can Yayınları · 199953.6k okunma

·

74 views

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Mehmet