İlhan Berk; "Çivi Yazısı" adlı eserini yazarken, üç yıl kadar eski Mısır, Asur ve Fenike tarihi çalışmış ve bu dönemlerin gizemli olaylarından ve yaşantısından etkilenmiştir. Çivi Yazısı, sone, rondo ve balad gibi batılı nazım şekillerinin uygulandığı, anlamın “hiçten doğan bir şiir” yazma arzusu ile sıfırlanmaya
çalışıldığı bir kitaptır. Çivi Yazısı’nda İlhan Berk’in şifreli dilinin unsurları olan harflere ve sayılara olan tutkunluğu iyice belirginleşmektedir. Zorlaşan ve karmaşıklaşan yapısıyla sayfa düzeninde görülen görsel ve yazımsal sözdizim sapmalar eserin bir başka özelliğini oluşturmaktadır. Berk, dizedeki dilbilgisi ögelerinin yerlerini değiştirmekle kalmaz, bazı sözcükleri eksik bırakarak, tümceyi iyice kapalı ve karmaşık bir yapıya büründürür.