Gönderi

479 syf.
10/10 puan verdi
Yalnızlığınıza iyi bakın, tehlikeli oyunlar oynamaktan korkmayın.
Eveeet, Tehlikeli Oyunlar.. Hani şu seveni kadar, yarıda bırakanların da çok olduğu kitap. Hikmet, Hüsamettin albay, Bilge, Sevgi... Bu kitap daha ilk okuduğumda -beş sene önce- bende çok farklı bir iz bırakmıştı. İnsan okurken kendini tam olarak kalabalık bir yalnızlığın içinde hissediyor, bu yalnızlık biraz tehlikeli de bir yalnızlık ama. Sonra bir oyunun içinde buluyorsunuz kendinizi, tehlikeli oyunlar oynamak istiyorsunuz, oyunla gerçek karışıyor. Ama sanki hayatınızı az ötede köşe başından izliyorsunuz. Oyun sırası kimde, kim ne söyleyecek siz karar veriyorsunuz. Sonra bir gün oyun bitiyor, herkes evine gidiyor.. Siz yalnızlığınızla baş başa kalıyorsunuz. Dedim ya kalabalık bir yalnızlık bu. Kim gelse hayatınıza geçmeyecek olan. Sonra ne mi oluyor? O yalnızlığı severseniz artık kalabalıktan da korkmuyorsunuz, ama sevmeseniz -işte o fena- yalnızlığı susturmak için yanlış kalabalıklar arasına karışmaya çalışıyorsunuz. -Nasıl ki sürekli yalnız kalma isteğini psikolojik bir sorunun işareti gibi görüyorsak, yalnızlığımızı yanlış kalabalıklarla doldurmaya çalışmakta en az o kadar sıkıntılı bir durum.- (kendinize çok iyi bakın, yalnızlığınızı sevin çünkü insan ailesi, eşi, dostu kim olursa olsun, ne kadar kalabalık olursa olsun, yalnızdır.) Herkese keyifli okumalar. "Bakın! Ben bile ağlıyorum albayım. İmkânsızlık duvarının önünde ağlıyorum. Bu duvar beni çıldırtıyor albayım. Başımı, bu duvara vurup parçalamak istiyorum. Başım ağrıyor albayım; biraz yürümek, biraz kendime gelmek istiyorum."
Tehlikeli Oyunlar
Tehlikeli OyunlarOğuz Atay · İletişim Yayıncılık · 202231,5bin okunma
·
90 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.