Gönderi

529 syf.
·
Not rated
·
Read in 9 days
Dili çok yalın. Kitabın girişinde okuyucularına açıklama yaparken, amacının anlaşılabilmek olduğunu söylüyor zaten. Tabii kitabın dilinin yalın olması anlattıklarını bir çırpıda anlayabileceğimiz anlamına gelmesin. Zihni ve algılama süreçlerini aktarmak kolay bir iş değildir. Sakin, odaklı ve aktardıklarını düşüne düşüne ilerlemek gerekir. Okuyucu öncelikle boş bir zihinle doğduğuna ikna ediliyor. Daha sonra, adım adım slow motion boş zihnin bir nesneyi nasıl algıladığını, insandaki tezahürün nasıl olduğunu aktarıyor. İdelerin oluşum süreçleri ve basit, karmaşık, bağıntı, genel ideler diye türlere bölüyor. Zamanın, bizim idelerimiz üzerinde yaptığımız düşünümden geldiğini detaylandırıyor. Şeylere verdiğimiz isimler, şeyler ve isimlerin bağıntıları. Şeyler ve isimlerin bizim idelerimizdeki bağlantıları ve kategorize oldukları yerleri belirliyor. Yani aslında fenomenoloji tabanlı bir ilerleyiş de var. Normal şartlarda bir argüman aktarılırken, filozoflar kendi örneklemlerini kullanırlar. Burada denek biziz. Yazdıklarını anlayabilmemizin tek yolu, kendimizi anlattıkları içinde canlandırabilmek. Yani, tarihini de baz alıcak olursak, bizi de içine dahil eden aşkın bir konu ve eser.
İnsan Anlığı Üzerine Bir Deneme
İnsan Anlığı Üzerine Bir DenemeJohn Locke · Kabalcı Yayınevi · 2004212 okunma
·
308 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.