Saptamalar, yoruma çok açık! Sanırım hocanız, bu savını, daha büyük yaşlarda ve kültürel/entelektüel birikimi olan kişiler önünde dile getirip, düşüncelerini onların karşısında yorumlamış olsaydı; karşılık veremeyeceği soruların ve karşıt düşüncelerin muhatabı olurdu.
Pislik denilince, akla ilk gelen birkaç şey şunlar oluyor sanırım:
1) İnsan ya da hayvana ait beden atığı,
2) Kişi veya yaşanılan ortam olarak temiz olmama hali,
3) Bulunan ortamın düzenini, ya da huzurunu bozacak tavır ve söylem içinde bulunmak. Bunlara daha farklı şeyler de eklenebilir.
Yemek içinden çıkan anne saçı, hocanın ifade ettiği gibi asla pislik olarak tanımlanamaz. Tamam, bulunmaması gereken bir yerdedir; ancak, pislik olması söz konusu değildir. Kuaför olarak çalışan biri, iş dönüşü gerekli temizliği yapmadan sofraya oturduğunda, üzerinde kalmış olan, müşterilerinden birinin saçı yemeğe düşerse elbette buna iğrenç bile denilebilir; oysa, bu iki saç telinin kıyasından, annenin saç telinin aynı şekilde değerlendirilmesi olacak şey değildir!
Elbisenin üzerine damlayan yağın pis/pislik olarak nitelenmesi de aynı derecede ilgisiz bir tanımlama. Yemek olarak ağız yoluyla vücudumuza gıda olarak alınan bir şey, elbiseye damladığında elbette hoş bir durum ortaya çıkarmaz; ama, pislik olarak tanımlanamayacağı aşikar! Kaldı ki, yemek sırasında ağzınızı silmek için kullandığınız peçete sizin için pis değildir, yemek boyunca onu defalarca kez kullanırsınız; ancak, peçeteniz bu esnada yere düşerse o zaman pislendiği bir dereceye kadar ifade edilebilir. Ya da, peçeteniz yoksa, karşınızda oturanın size uzattığı kendi peçetesi tamamen pis olarak kabul edilmek durumundadır.
Hoca, tüm bu ilgisiz örneklemelerin sonunda yine isabetsiz bir yargıyla kendince vurucu darbesini indiriyor: "Ve bir kimse bulunmaması gereken bir makamda bulunuyorsa eğer, unutmayın ki o da bir pisliktir."
Bulunmaması gereken bir makamda bulunan kişi, eğer bir takım ayak oyunlarının ve birilerinin kayırılması uğruna, olması gereken daha üst konumdan daha aşağıdaki bir yere getirilmişse; yani, liyakat gözetilmeksizin, hak ettiğinden daha azına layık görülmüşse; o konumdaki kişi pislik olarak nitelenebilir mi? Burada vurgulamak istediğim: öne sürülen sav, başka yönlere çekilemeyecek şekilde sağlam bir biçimde dile getirilmelidir. Elbette, bu kişinin atamasını oraya yapan kişi pisliğin taa kendisidir ki liyakati gözetemeyecek bir yapıda olmasına rağmen, atama yapmaya yetkin bir konuma getirilmiştir. Pislik nitelemesi bu yönetici için tam da anlamını hak edecek yerde kullanılmıştır.
Umarım, yıllar önce bugün bile unutmadığınız ve burada paylaştığınız hocanızın hatırasına bir saygısızlık olarak almazsınız bunu!