Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

238 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
(Spoiler içermeyen tavsiye kısmı) Öncelikle bu kitaptan bahsederken nasıl bir benzetme yapacağıma karar veremedim. Çünkü ne herhangi bir kitap ile mukayeseye müsait ne de zaten benzeri yazılmış bir eser. Eğer kitabı okuyup okumamak üzerine kararsızsanız size şunu söyleyebilirim sarmal kurgu seviyorsanız mutlaka bu kitabı da seversiniz yazarımız bu kurguyu üstün bir sanat ile kullanıyor ve ana hikayenin yanında sunduğu karakter hikayeleri bile ayrı ayrı kitaplaşacak kalitede. Her bölümün sonunda “buradan nasıl buraya bağlandık?” şeklinde iç geçirmenize sebep olacak kalitedeki kurgusunun yanında çağın bir parçası oluyorsunuz ancak tam parçası olduğunuzu düşündüğünüz anda sizi diliyle dışlayan yazarımız herhangi bir karakterle özdeşlik kurmadan sadece seyirci olarak tüm bu hikayeyi bir film edası ile izletiyor. Eğer Christopher Nolan sinemasına aşinaysanız ve seviyorsanız mutlaka bu kitabı da seveceksiniz. İhsan Oktay Anar bu eserinde diliyle, olay örgüsüyle, okuyucu hem yakalayıp hem de yönlendirmesiyle üstün bir sanat ortaya koyuyor. (spoiler) Romanı elimize aldığımız andan itibaren artık modern şehirden kopuyoruz. Konstantiniye’de yangıncılara, şehrin ahilerine, dilencilerine, çocuk çetesine, vergi sistemine, casus loncasına dalıyoruz. Dünyamızda olabildiğince fazla karakterden oluşuyor ancak kalabalığı fark etmiyoruz bile çünkü çok üstün bir anlatım var. Romanın bir ana karakteri elbette var Bünyamin ancak bu romanı sadece bir karakter yolculuğu olarak ele almak kesinlikle yazara haksızlık olur. Kimi zaman felsefi konuşmalar ile kimi zaman hikayeleri Şehname’ye dayanan olaylar ile yazar bizi hep yarattığı yaşayan şehrin ve şehrin olaylarının içinde tutmayı başarıyor. Bünyamin’in öyküsün yanı sıra romanda beni en çok etkileyen kontrast Uzun Hasan Efendi’nin bir kıta atlası üzerinde çalışırken Kubelik’in bir vücut atlası üzerinde çalışması. Biri yaşadığı gezegeni merak eder ancak gezecek cesareti bulamaz bu yüzden bu uğraşını mistik bir yöntem ile “Astral Seyahat” ile yapmaktadır bunu diğeri ise öğrenme tutkusuna hakim olamayarak canı pahasına ceset toplayarak yapar. Ek bilgi olarak adından da anlaşılacağı üzere Hasan Efendi yazarın bizzat kendisinin bir temsilidir. Yazarımız Descartes felsefini hikaye boyunca bu karakter üzerinden tartışır ki kendisi bir felsefe profesörüdür ve bu düşünceyi hikayeye inanılmaz entegre bir şekilde ilerletir. Romanın ikinci yarısı diyebileceğimiz “Yılanın Renkleri” bölümünden sonra her bitirdiğim kısımda bağlanan hikayeler, daha doğrusu bağlanan yaşamlar her seferinde beni etkiledi. Kitaba hemen hemen giren her karakterin geçmişini bizi hiç sıkmadan hatta eğlenceli bir biçimde anlatan yazarımız bunu bir tarihi kurgu olarak yapabilmiş. Örneğin basit bir kağıt parçasının yüzlerce yıllık öyküsünü birkaç paragrafla anlatıp bu olay üzerine yaşananları anlatması, casus cemiyetinin tarihini anlatıp Ebrehe’nin yolculuğunu ve motivasyonunu üstelik kitabın sonlarına doğru anlatabilmesi bilinen tüm kurgu kalıplarını yıkıyor. Romanın en etkileyici kısmı ise düş-gerçek ilişkisi elbette. Tüm karakterlerin var oluşunun tek bir karakterin rüya görmesi olması ve tüm hikayenin aslında bir rüya dengesizliğine sahip olması hatta bu rüyanın bazen kabus olması ve tüm bunları yaparken üstkurmacanın müthiş kullanımı ve elbette zaman zaman masalsı zaman zaman çok gerçekçi dili tüm bunlar bu kitabı eşsiz kılıyor. Kitaba başlarken muhtemelen sizde “neresi fantastik” dediniz ve şaşırdınız. Biraz ilerlediniz “bu karakterin yolu da buraya kadarmış” dediniz ve yine şaşırdınız. Kitabı okurken bir nokta da muhtemelen “Ne yapıyorsun sen” diyerek yazarla iletişime geçtiniz. Dördüncü duvarı yazar değil siz kırdınız. Bu kitap incelenmeye veya anlatılmaya çok müsait değil. Çünkü kitabı anlatmak için direkt alıp okumak gerekiyor. O yüzden arkadaş sohbetlerinde karşınızda henüz okumamış birisi varsa sizin anlatamadığınızı düşünmesi çok muhtemel. O yüzden yorum yapmadan ona “ah minel aşk ve minel garaib” deyiniz.
Puslu Kıtalar Atlası
Puslu Kıtalar Atlasıİhsan Oktay Anar · İletişim Yayınları · 202048,5bin okunma
·
124 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.