Gönderi

Kesintisiz huzur ve mutluluk hali yoktur. Yersiz hedeftir bu. Mümkün değildir. Ne yazık ki yeni çağın hız insanı, kesintisiz, sürekli bir mutluluk haline inandırıldı. Üstelik zorlandı ve alıştırıldı da. Kendini biraz mutsuz ya da huzursuz hissettiğinde endişeleniyor, ne yapacağını bilemiyor. Kendini kısa süreli mutluluk halleriyle avutmak için sigara içiyor, ya uyuşturucu kullanıyor, alkol alıyor, yemek yiyor, televizyon izliyor, dizilere sarılıyor. Bir tür bağımlılık geliştiriyor. Oysa acının doğal olduğunu kabullense ve yaşamayı seçse, acı zaten gelip geçecek. Ancak acıdan kaçmaya çalıştıkça acının geçmesi de zorlaşıyor. Acıya dayanıksızlık baş gösteriyor. Hastanelerde kalp atışlarını ölçen elektrokardiyografi cihazını görmüşsündür. Peki ya bir ölününki nasıl görünür bu cihazda? Yaşıyorsan iniş de vardır çıkışlar da hayatta. Sorunu olmayan korkmalıdır hatta. Belki öldüğün farkında bile değildir çünkü. Hayatın zıtlıklarla var olduğu bir dengedir burası. Siyah olmadan beyazın olmayacağını algılamak, diken olmadan gülün olmayacağını bilmek. Bir tevekküldür bu seviye.
Sayfa 106 - Destek YayınlarıKitabı okudu
·
56 görüntüleme
Gregor SAMSA okurunun profil resmi
Çağımızda aktif bir yaşantı olan mutluluk ve sevgiye karşı, pasif bir durum olan hoşnutluğun ve eğlencenin insanın varoluş sorununa doyurucu bir çözüm getirip getirmeyeceği konusunda, bugüne kadar denememiş bir toplumsal deneyi yaşamaktayız. Tarihte ilk kez haz ihtiyacını giderebilme imkanları belli bir azınlığın ayrıcalığı olmaktan çıkıp, endüstrileşmiş ülke nüfuslarının en az yarısınca kullanılabilir hale gelmiştir. Ama yaşana bu deney soruyu olumsuz biçimde cevaplamıştır. ''TÜM İSTEKLERİN TATMİNİ, İNSANI MUTLU ETMEYE YETMEMEKTEDİR''
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.