Kitap alışverişlerimi defterimdeki listeme göre yaparım fakat incelemesini yaptığım bu kitap listemde yoktu. Annemin listesi sayesinde bu kitabı okudum ve kitabı rafa kaldırdığımda bir bağ kurduğumu anladım. Bu kitap cinsiyetçiliği, toplumsal sınıf farkını, geleneklerin karanlık tarafını ve daha fazlasını hatırlatıyor. Kitapta bizleri umudunu kaybetmeyen üç güçlü kadın karşılıyor, üç farklı hayat, üç farklı kıta ile birçok sorunu görüyoruz bu ödüllü kitapta. Sorunları karakterlerin hikayelerinde görmek, yazarın dili ve üslubu ile daha etkileyici oluyor. Çok fazla ayrıntı vermeden karakterleri sizlere anlatmak istiyorum. Kitapta karakterler birbirlerinden çok farklı hayatlar yaşamakta bu yüzden bölümler karakterlere göre ayrılmış. Kitabı okumaya başladığınızda Smita karakteri ile başlıyorsunuz. Badlapur Köyü, Uttar Pradeş- Hindistan Smita bir Dalit, Hindistan kast sisteminin en alt tabakasından. Dalitlerin yaşam tarzını araştırdığımda sistemin en alt tabakası değil, sistemin dışında olduklarını söylemek mümkün çünkü bu toplum Hintlilerin yapmaktan iğrendiği, pis gördüğü bütün işleri yapıyor ve toplumdan dışlanıyor. “Dalit” kelimesinin anlamı “dokunulmaz” çünkü bu sistemin içinde bulunan insanlar tuvaletlerin temizlenmesi, ölülerin gömülmesi, fare avcılığı gibi işleri yaptığı için pis görülür, dokunulamayacak kadar pis… Psikolojik şiddet ve ayrımcılığa maruz kalan Dalitler istediği tapınakta ibadet edemezler, her kuyudan su çekemezler ve çocukları eğitim göremez. Smita’nın da mücadelesi bu yönde kızı için bu sisteme baş kaldırıyor. Kızının okumazsa bu sistemin bir parçası olmasından korkuyor bu yüzden Smita’nın savaşı biricik kızına kurduğu hayalleri ile başlıyor. Palermo, Sicilya Kitabın bir diğer güçlü kadını, Guilia. Babasının saç atölyesinde çalışan genç bir kadın. Guilia, babasının geçirdiği kaza sonrası aile yadigarı bu atölyenin gerçekleri ile yüzleşir. Sorumlulukları ve acısı ile mücadele ederken hayat onun karşısına Kamal’ı çıkarır. Kamal ile yaşamaya başladığı aşk ile işler onun için çıkılmaz bir hal alır. Guilia’nın mücadelesi de böylelikle başlar. Sevdiği adamın dini ve nesillerdir faaliyet gösteren fakat günümüze ayak uyduramayan bu atölye arasında sıkışan güçlü bir kadının uğraşlarını okuyacağız. Montreal, Kanada Başarılı, hırslı ve üç çocuk annesi bir kadının mücadelesini okuyoruz. Başarılı ve tanınmış Avukat Sarah, iş yerinde güçlü bir kadın olmanın getirdiği zorluklara karşı mücadelesi ile bizlerin karşısına çıkacak. Sarah iş ve özel yaşamını keskin bir çizgiyle ayırsa da terfi beklerken asıl mücadelesi bir hastalıkla olacak. Hastalığının zorluğu ile iş yerinde maruz kaldığı psikolojik şiddet ve ayrımcılık gücünün sınırlarını zorlayacak. Kitaptaki üç kadınla, üç farklı hayatın zorluklarını görüyoruz. Konuları ne kadar farklı olursa olsun, psikolojik şiddete ve ayrımcılığa maruz kalıyorlar. Bu yüzden kitap bizlere birçok kanayan yaramızı hatırlatıyor. Elinize aldığınız gibi biten bu kitabın etkisi ise öyle hemen bitmiyor. Kitapta beni en çok Smita ve kızı Lalita etkiledi. Mensup oldukları sınıfı yani Dalitleri araştırınca etkisi daha da derinleşti. Bu kitapta anlatılan karakterler gerçek değil fakat bizlere çok da uzak değil. İş yerinde psikolojik şiddete maruz kalan kadınlar, bulunduğu coğrafyada zorluklarla karşılaşan insanlar, gelenekler adı altında dayatılanlar, din ile yargılananlar ve daha birçok zorluk ne yazık ki gerçeklerimiz. Bu zorluklar dil, din, ırk gözetmeksizin hepimizin hayatında var. Kitaptaki karakterlerde bizlere bunları hatırlatıyor ve umudunu kaybetmeyen bu üç güçlü kadın ile zorluklara karşı direnç kazanıyoruz. Listeme eklemediğim bu kitabı sizlerin listesine bırakıyorum. Ve yazımı, Colombani’nin satırlarından bir parça ile sonlandırıyorum.

Saç ÖrgüsüLaetitia Colombani · Yan Pasaj Yayınevi · 20206,5bin okunma

·

58 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Eda