Gönderi

28 Şubat atmosferine girildiğinde iki tür adam görüldü bizim mahallede, birinci tür "Şimdilik bir sinelim de sonra nasılsa şey ederiz" diyen aptal bir canlı türüydü. Direniş kırıcılık, devlete istihbarat sağlama, ortama uyma ve benzeri her türlü naneyi yediler. Ve nedendir bilmem, 28 Şubat bittikten sonra en acayip mağdurlar onlar oldular. Aslında "nedendir bilmem" diyorum ama bunu her seferinde yaşıyoruz. Misal fetö'ye salya sümük dua yazıları yazan, "hocama bunu söyletmem" diyen adamlar ve kadınlar da şimdilerde en büyük fetö mağduru pozu kesiyorlar. Frıldaklı mırıldaklı işler. Hiç anlamadım, asla da anlamayacağım bu türden bir dansözlüğü. İkinci tür ise "direnen" taraftı işte. 28 Şubat'a karşı sesini yükselten, mücadelesini veren taraf. Beyazıt'ta meydanlar dolduran, gazetelerinde-dergilerinde-ekranlarında ses veren, "Bu Memleket Bizim" diyerek darbeye elinden geldiğince direnen tür. Bu türün içinde her türden yiğit bulurdunuz.
Sayfa 108 - İsmail Kılıçarslan/KumandanKitabı okudu
··
1.044 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.