Gönderi

687 syf.
10/10 puan verdi
·
29 günde okudu
1960 İstanbul’unun Sesi!...
Vedat Türkali’nin hayran kaldığım bir romanıdır kendisi. Modern Roman’dan Postmodern Roman’a geçiş yapan döneme ait bir romandır. Bir yandan Modern Roman özelliği olan açık duygular, hakim bakış açısı, aşk, cinsellik, siyah-beyaz ilişkisi var iken; diğer yandan Postmodernizme ait olan ve en önemli özelliklerinden olan ‘gri’ lik, içsel sürtüşmeler, kahramanların felsefi bakış açıları karşımıza çıkıyor. Yazarımız geçiş döneminden beslenerek kendini çok iyi geliştirmiş, ince ince dokumuş ve kendi kişiliğini de dokundurmuştur bu romanda. Ayrıca Nazım Hikmet’e olan hayranlığı da satır aralarında gizlice göz kırpıyor. 60’lı yıllarda gizlenen, dillendirilmeyen, korkulan şeyleri apaçık bir şekilde ortaya dökmüştür; başta bizi o dönemlerde yaşayan bir insana dönüştürmüş, bizi korkak ve cahil bir zihniyet haline getirmiş, daha sonra da bu zihniyetimizin korkunçluğunu yüzümüze (ben ve diğer ben) şak diye vurmuştur. Tek kelimeyle mükemmel ve anlatılamayacak kadar ince bir romandır. Uzun oluşuna bakmayın, asla sıkılmayacağınız bir roman...
Bir Gün Tek Başına
Bir Gün Tek BaşınaVedat Türkali · Gendaş Yayınları · 20005,3bin okunma
·
48 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.