Gönderi

100 syf.
·
Not rated
·
Liked
·
Read in 3 days
Özellikle CRISPR-Cas9 gen düzenleme tekniği sayesinde bedenimizin genel özelliklerini kontrol edebilme konusunda tarihi bir adım atıldı dersek yanlış olmaz. Nitekim bu yöntemi bulan Emmanuelle Charpentier ve Jennifer Doudna, insanlığa yaptıkları bu önemli katkıdan dolayı geçen yıl Nobel Ödülü kazandılar. CRISPR-Cas9’u kısaca genom (kalıtım materyalimizdeki genetik şifreler bütünü) içinden belirlenen bölgeleri çıkarmaya yarayan hassas bir makas olarak tanımlayabiliriz. Son 20 yılda insan genomu üzerinde çok önemli çalışmalar yapıldı ve bunların sonucu olarak ciddi bir ilerleme kaydedildi. Sonuç olarak elimizde bir makas var ve hatalı olduğunu belirlediğimiz yerleri kesip çıkarabiliyoruz fakat konunun bu kadar basit olmadığını takdir edersiniz. İlgili noktalar kesildikten sonra genom kendini tamir ediyor ama bu tamir süreciyle ilgili daha fazla çalışma yapılması gerekiyor. En önemli problem ise, genomdaki bazı bölgeler tek bir konuyla ilgili olmayabiliyor. Örneğin kanser gibi genetik bir hastalığı önlemek için yapacağımız bir düzenleme işlemi, vücudun işleyişi için gerekli olan başka bir fonksiyona da zarar verebiliyor. Bu konudaki çalışmalar ise maalesef çok hızlı ilerleyemiyor çünkü genomdaki hangi bölümün sorunsuzca çıkarılabileceğini belirlemek, etik kurallar çerçevesinde çalışıldığı için oldukça zaman alıyor. Her halükârda en azından teorik olarak, CRISPR-Cas9 ve benzeri tekniklerle gelecekte kalıtsal hastalıkların tümünü ortadan kaldırabiliriz. DNA gerçekten de inanılmaz bir materyal ve tıpkı beynimiz gibi, biz üzerinde çalıştıkça bizi daha da çok etkiliyor.
How It Works Türkiye - Sayı 34
How It Works Türkiye - Sayı 34How It Works Türkiye · Doğan Burda Dergi Yayıncılık · 202124 okunma
·
62 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.