Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

– Hayır, hayatı derinlemesine anlama, acıyı küçümseme ve diğer konularda neden kendinizi yetkin gördüğünüzü bilmek isterim. Yoksa zamanında siz de mi acı çektiniz? Acının ne olduğuna dair bir fikriniz var mı? Şunu sormama müsaade edin: Çocukken hiç dayak yediniz mi? + Hayır, ailem bedensel cezalardan nefret ederdi. – Benim babam ise acımadan kırbaçlardı beni. Sert yapılı, uzun burunlu, sarı boyunlu, hemoroiti olan bir memurdu. Ancak şimdi sizden konuşalım. Bütün ömrünüz boyunca kimse size parmağını değdirmedi, sizi korkutmadı, dövmedi; bir öküz kadar sağlıklısınız. Babanızın kanatları altında büyüdünüz, onun parasıyla öğrenim gördünüz, çok beklemeden de tasası az kazancı bol işinizi kaptınız. Yirmi yıldan fazla süredir ısıtması, aydınlatması, hizmetçisi olan bedava bir lojmanda oturuyorsunuz. İşinize geldiği kadar çalışma hakkına sahipsiniz. Üstelik hiç çalışmasanız da olur. Yaradılıştan tembel ve gevşek bir insansınız, bu yüzden hiçbir şeyin sizi rahatsız etmeyeceği ve yerinizden oynatmayacağı biçimde hayatınızı şekillendirmeye çabaladınız. İşleri sağlık memuruna ve diğer güruha devrettiniz; sıcacık ve rahat köşenizde oturup para biriktirdiniz, kitap okudunuz ve türlü yüce saçmalıklar hakkındaki düşüncele rinizle –İvan Dmitriç, doktorun kırmızı burnuna baktı– ve içkiyle kendinizi avuttunuz. Kısacası, siz hayatı görmediniz, onu zerrece tanımıyorsunuz. Gerçeklikle tanışıklığınız ise yalnızca teoriden ibaret. Acıyı küçümsemenizin, hiçbir şeye şaşırmamanızın sebebi ise çok basit: İçte ve dışta her şeyin beyhude oluşu, hayatı, acıyı ve ölümü küçümseme, hayatı derinlemesine anlama gayreti, gerçek mutluluk... bütün bunlar Rus tembellerine özgü bir felsefedir. Mesela, bir köylünün karısını nasıl dövdüğünü görüyorsunuz. Neden araya giresiniz ki? Bırakın dövsün, er ya da geç ikisi de ölecek. Döven kişi, dövdüğünü değil, kendini aşağılar. Sarhoş olmak da aptalca, hoş değil; ancak içsek de içmesek de öleceğiz. Hastalarınızdan bir kadın gelip dişlerinin ağrıdığımı söylüyor. Ne olmuş? Ağrı, onu düşünmekle oluşur, üstelik hastalıklar olmadan bu dünyada yaşanmaz ki. Bu yüzden, kenara çekil kadın, düşünmeme ve votka içmeme mâni olma! Genç bir adam ne yapması, nasıl yaşaması gerektiğine dair sizden tavsiye istiyor. Başka biri olsa durup düşünürdü, ancak sizde cevap hazır: "Hayatı ya da gerçek mutluluğu derinlemesine anlamaya gayret et." Bu fantastik "gerçek mutluluk" da ne olsa gerek? Bunun bir cevabı yok elbette. Bizi burada parmaklıklar ardında tutuyorlar, işkence ediyorlar, çürümeye terk ediyorlar. Bunlar çok güzel ve mantıklı; çünkü size göre bu parmaklıklarla sıcak, rahat odanız arasında hiçbir fark yok. Hem hiç çalışma, hem vicdanın rahat olsun, hem kendini bilgin say... Ne âlâ felsefe! Hayır efendim, bu ne felsefe, ne düşünüş tarzı, ne de bakış açısı genişliğidir; aksine bu tembellik, Hint fakirliği ve uyku sersemliğidir. Evet! – İvan Dmitriç yeniden sinirlendi.– Acıyı küçümsersiniz, ama parmağınızı kapıya sıkıştırdığınız vakit en yüksek perdeden inlersiniz! Andrey Yefimiç kibarca gülümsedi. + Belki de inlemem. – Tabii tabii! Peki, felç geçirseniz ya da varsayalım ki aptalın, küstahın biri mevkiini ve rütbesini kullanarak sizi alenen aşağılasa, siz de bunun yanına kâr kalacağını bilseniz, işte o zaman insanlara hayatı derinlemesine anlamak ve gerçek mutluluğa ulaşmak için öğüt vermenin ne demek olduğunu anlardınız.
·
108 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.