Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

431 syf.
9/10 puan verdi
·
11 günde okudu
Gönen Köy Enstitüsü'nde Geçen Acı - Tatlı Yıllar
Köy Enstitülü Delikanlı, Fakir Baykurt'un özyaşam serisinin ikinci kitabı. Bu kitapta Fakir Baykurt; serinin ilk kitabı olan ‹Özüm Çocuktur›un son sayfalarında Gönen Enstitüsü'nde okumak için yola çıkan Tahir'in, 1943 - 1948 yılları arasında köy enstitüsünde geçen delikanlılık yıllarını anlatıyor okuyucusuna. 17.000 köy çocuğunun okuma olanağı bulduğu enstitülere girmeyi başaranlardan biridir Tahir. Kendi ifadesiyle vermek gerekirse 'dört yıl, altı ay, beş gün' kaldığı enstitüde, burada geçirdiği öğrencilik yıllarının -yarısını cennet, yarısını cehennem- sayar, Baykurt. Bu nedenle kitapta öğrencilik dönemindeki anılarını iki ana başlıkta toplamış: - Köy Enstitülü Delikanlı / Cennette Gibi (s.7 - 201) - Köy Enstitülü Delikanlı / Kırağılı Yıllarda (s. 211 - 417) - Cennet Gibi Yıllar: - • 14 yaşındaki Baykurt, Gönen Köy Enstitüsü'ne, İkinci Dünya Savaşı'nın kızıştığı bir dönemde, 1943 yılı Mayıs ayında gelir. Evlerinde 'taşın taşı yediği, beş kuruşun yoğu yok' olduğu dönemde annesi ve kardeşlerini ardında bırakan Tahir, ilk zamanlarda ailesinin özlemine dayanamaz. Ancak içinde yittikleri yoksulluktan kurtulmanın tek yolu öğretmen çıkmak, yoksul annesini ve kardeşlerini gözetmektir. Kendine verdiği sözleri hatırlatarak içindeki özlemi bastırmaya çalışan delikanlı Tahir'in özlemi koyulaştığında, ağlama isteği çöktüğünde en büyük dayancı yazdığı şiirler olacaktır. • Tahir ve arkadaşları enstitüde, yarışa kakışa derslerine devam ederken dünyada savaşın devam ettiği yıllar olduğu için devlet bütçesinin yarısı savunmaya harcanır. Şehirlerde her şey karaborsadır; ekmek, şeker, yağ, basma, bez karneyle alınır. Rahatlığın, dirliğin hiçbir yerde olmadığı; açlığın, kıtlığın köylerde bile hissedildiği yıllar.. Tahir ve arkadaşları, devlet okulunda olmalarına rağmen, durumları iyi değildir. Bakanlık bütçesinde enstitülere ayrılmış olan ödenek azdır. Ekmeğin hamuruna patates katıp yemek zorunda kalırlar. • Tüm bu şartlar altında dahi bu dönem, Fakir Baykurt için 'cennet gibi' dediği yıllar olacaktır. Çünkü enstitü bir arı kovanı gibidir. İşe ve bilgiye aynı oranda önem verilir. Çalışmak, iş ve eğitim iç içedir. Bir yandan okuma alışkanlığı kazandırılırken, diğer yandan yazan öğrenciler desteklenir, ödüller verilir. Birbirlerini ve yönetimi eleştirme hakları vardır. Şiirler, koro, türküler, monologlar, taklitler, halk oyunları birbirini izleyen eğlenceleri, yurt gezileri, törenleri ve özgür okuma saatleri vardır. Kısacası enstitüde öğrencilere değer verilmiş, bir aile havası oluşturulmuş; öğrenirken eğlenmiş hem de üretmişlerdir. - Kırağı Yıllar: - Dünyaya yaşanan savaş, ülkede yaşanan siyasal değişmeler, enstitülerin koşullarını da olumsuz anlamda etkiler, Fakir Baykurt'un 'cehennem - kırağı' dediği yıllar başlar. • 1945’in ağustosunda Amerika Japonya’nın üstüne ilk atom bombasını atınca bütün dünya gibi Köy Enstitüsü de çalkanır. Altı yıl süren savaşın sonunda dünya değişmeye başlar. Kıtalar, yurtlar bölünür. Savaş yıllarında tek partiyle, sıkıyönetimle yönetilen halkın, yoksulluğun ağır yükünü çekmeye devam ettiği yıllar.. Marshall planı ve Truman Doktrini ile dış politikaya yön veren Amerika iç politikada da söz sahibi olur. Halk Partisi yaklaşan seçimleri kazanabilmek için sürekli ödün verir. Gizli örgüt kurmak suçundan aydınlar içeri alınır, gazete ve dergiler kapatılır. • Tüm bu yaşananlara bağlı olarak 1946'da Gönen Enstitüsü'nün de güzel havası değişir. Ankara’da enstitülerin yönetimi el değiştirir, bütün köy çocuklarının baba bildiği Hakkı Tonguç, görevinden alınarak, Talim ve Terbiye Kurulu üyeliğine getirilir. Gönen Köy Enstitüsü müdürü Ömer Üzgil de görevden alınır. Recep Peker hükümetinin kurulmasıyla enstitülerin 'ıslah' edilmesi, oralarda okuyan gençlere “milli ideallerin kazandırılması” gibi yeni ilkeler benimsenir. "Yukardan gelen koca bir dağ Enstitünün üstüne çöktü. Kimse bizi kurtarmıyor." (s.337) • Enstitü, üzerinde kara bulutların dolaşmaya başladığı bu dönemde okulda eğitim gören öğrencilerin üstüne artık despotizm - sıkıyönetim gelmiştir. İş içinde eğitim bırakılmaya başlanırken, üretime eskisi kadar önem verilmez. Öğrencilerden her şeye itaat etmesi, boyun eğmesi beklenir. Türk! ahlakının ilkelerine uygun olarak kız - erkek karışık okutulmamaya başlar, abone oldukları dergiler ise iki gün incelendikten sonra verilir, posta işleri de sıkı bir denetim altındadır, okuma özgürlüğü kısıtlanır, yazdıkları yazılar bir suç unsuru kabul edilir. ( Bu nedenle Fakir Baykurt, yazdığı şiirlerini saklar, okuduğu kitapların üstüne gazete geçirir. ) Enstitü hakkında her yerde sinsi dedikodular yapılır, burada okuyanlar karalanır. Kısacası; enstitüler, kapısı kapatılmadan önce yok edilmeye başlanmıştır. Buraya kadar Köy Enstitülü Delikanlı'da Fakir Baykurt'un öğrencilik yıllarını neden iki döneme ayırdığını açıklamaya çalıştım. Baykurt'un anıları, aynı zamanda öğrencilik döneminde dış dünyada yaşananların ve ülkemizde siyasal iktidarda yaşananların enstitüler üzerindeki etkisini ortaya koyuyor. Baykurt'un cennet gibi yıllarda anlattığı enstitüdeki hoşgörülü, özgür; eğitime, sanata ve üretime önem veren ortamı meyvelerini vermeye fırsat bulamadan ülkenin siyasetine kurban gittiğini görüyoruz. Fakir Baykurt'un enstitüde geçirdiği 5 yıl ise onun için büyük bir aydınlanma, uyanış olmuştur. Bir köy çocuğu olarak artık sadece kendisi ve ailesini kurtarmanın değil, uyuyan köylülerin uyandırılması gerektiği amacını da taşıyordur: « - Yazdığın şiirler taşlamalı? - Kitapları bırakıp şiirlere geçtiniz! Onları da mı söylediler? Evet taşlamalı. Çünkü bir köylü çocuğu olarak orada aynı zamanda köylülerim için dirsek çürütüyorum. Eğer gerçekleri yazmayacaksam niçin çürütüyorum? Enstitüyü bitirip döndükten sonra ben de kadın erkek köylülerim gibi susacak mıyım? Böyle mi istiyorsunuz? Susacaktım niçin gittim enstitüye? Kalır, çobanlığı sürdürürdüm köyümde. Okuyacağım diye yorulmazdım. - Dur! Dur, kaptıkaçtı gibi aldın başını gidiyorsun! Devrilip yanacaksın! Kim kurtaracak seni alevlerin içinden?” - Ben halkımızdan ayrı kurtulmak istemiyorum. Kimse alevlerin içinden kurtarsın istemiyorum. Hem de göreceksiniz enstitüyü bitirip öğretmen olacağım.» (s.355)
Köy Enstitülü Delikanlı
Köy Enstitülü DelikanlıFakir Baykurt · Literatür Yayıncılık · 2019129 okunma
··
2.774 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.