Şiirlerin çoğundan hiçbir şey anlamadım, kesinlikle yoğundur ve ben anlamamışımdır muazzam göndermeleri (ki anladıklarım da oldu, onları da beğenmedim). Zaten, bu hep böyledir.
Ortodoksluklar kitabının arkasında Ece Ayhan kitapları için sözlük var. Edebiyatımızın en farklı diline sahip şairinden bahsediyoruz. Anlamaya çalışmaktan çok akışa bırakmak gerek.
Şiirde bu dediğiniz akışa bırakma durumu olmalı sanırım, neticede roman veya öykü okumaları çok daha farklı bir perspektife sahipken şiir apayrı bir kelime dünyasına kapılarını açıyor. İsmet Özel de şiir gerçeği olduğu halde anlatırsa, derinleşmezse şiir olmaz diyordu.