Gönderi

Şurası açık ki sanat kaosla uyuşamaz. Duyuların yüceltildiği, temel tadların fizik tadlar düzeyinde olduğu bir topluluğun müziği olan caz bile örgütlenmiştir, bir biçime, bir yapıya bağlanmıştır. Avrupalı kafası müziğin rasgele bir serüvene doğru yolalmasını nasıl benimseyebilir? Benimsemek şöyle dursun, bütün gücüyle böyle bir belirsizliğe karşı çıkar. O ancak, kendinde en az bir kusursuzluk duygusu taşıyan şeylerden yeterlilik duyar. İşte bu kusursuzluk beğenisidir ki, çeşitli deyişlerin karışmasına karşı bir tiksinti uyandırır kendisinde. Bu yüzden arılığı en yüksek bir değer olarak görür ve yapıda kusursuz bir dengeye ulaşmaya çalışır. Çoktan beri anlamıştır ki, böyle bir denge ancak Birlik - Bütünlük yoluyla elde edilebilir. Davranışında ve yapısında ne denli çeşitli olursa olsun, insan nasıl tek bir gözeden doğmuşsa, eser de tek bir öğeden başlayıp gelişmelidir. Ama Birlik-Bütünlük demek bitevilik demek değildir. Yaratıcının tüm sanatı bu başlangıç gözesinden en büyük çeşitliliği çıkarmak olmalıdır. İşte Batı müziğinin en arı biçimlerinden biri olan çeşitleme tekniğinde örneğin, buna erişilmeye çalışılır.
Sayfa 21 - Biçimin ve Yapının GerekliliğiKitabı okudu
·
122 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.