Gönderi

-"İçimde söylenecek çok şey var. Ama bunlar öylesine büyük ki. Gerçekten de içimdekileri anlatacak bir yol bulamıyorum. Bazen bana öyle geliyor ki, sanki bütün dünya, bütün hayat, herşey benim içime yerleşmiş, bağırıp çağırarak benden onlardan bahsetmemi, onları anlatmamı istiyor. Bunun - oh, bunu tarif edemiyorum - bunun büyüklüğünü hissediyorum, ama konuşmak istediğim zaman da küçük bir çocuk gibi kekeliyorum. Duyguları ve heyecanları, konuşma ya da yazılı birer söz olarak ifade etmek zorlu bir iş. Tanrısal bir iş bu. Bak işte, yüzümü otların arasına gömüyorum, burun deliklerime çektiğim nefes içimi binlerce düşünce ve hayalle ürpertiyor. Benim çektiğim nefes, kainatın nefesi. Şarkı ve kahkaha nedir bilirim ben; mücadele ve ölüm nedir bilirim. Bu otların kokusu da beynimde bir sürü hayal canlandırıyor işte. Bunları sana ve bütün dünyaya anlatmak isterdim. Ama nasıl anlatabilirim? Dilim bağlı. İşte biraz önce sana otların üzerimdeki etkilerini konuşma yoluyla tasvir etmeğe çalıştım. Ama başaramadım. Acemice bir konuşma ile birkaç imada bulunabildim, o kadar. Kelimelerim banabile karmakarışık görünüyor. Buna rağmen, anlatabilmek arzusu ile boğuluyorum. Oh!,, Ellerini ümitsiz bir tavırla yukarı kaldırdı - İmkansız! Anlaşılmaz, anlatılamaz bir şey bu!"
Sayfa 138Kitabı okudu
·
263 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.