İki arkadaşla tek başıma yolda yürüyorum,
Güneş batıyor.
Melankolinin nefesini hissediyorum
Aniden gökyüzü kan rengine dönüyor.
Durdum ve korkuluğa karşı eğildim,
Şehrin üzerinde kan ve kılıç gibi asılı duran alev alan bulutlara bakıyorum.
Arkadaşlarım yürüdü,
Bense orada içimi titreten korku ile durakaldım.
Ve ben doğadan geçen büyük, sonsuz bir çığlık hissettim.
(Edward Munch, 1982)