"insan içinde doyuramadığı bir canavar taşıyan varlık."
Bu alıntı tamamıyla kitabın özeti. Başka hiç bir söz bu kadar iyi anlatamazdı.
Hikâye Mirza Hud adlı karakterin pişmanlık duymadan elini kana bulayıp kaçışıyla başlıyor. Ne oluyor, kimdir bu adam derken; başka bir karakter sahneye çıkıyor o da Salih. Almanya'da çalışan göçmenin hayatına giriş yapıyoruz. Ne alaka şimdi bu, dedim yalan yok. Ama sonra anladım ki bu hikaye tee o sağcı solcu vukuatlarının olduğu dönemde geçiyor. O zamanlar ülkenin kültürel zenginliğinden bihaberler. Salih de Alman iş arkadaşının dolduruşuyla memlekete dönüp Kibele'nin kalıntılarını bulma derdine düşüyor. Ve o sıra devreye eşkiya, devletin yakalayamadıkça güç kazanan Mirza Hud giriyor.
Mirza acımasızca insanları öldürüyor, akrabaları onu saklıyor.
Salih ile ilişkileri ne alame geçiyor?
Mirza'yı katil olmaya iten sebep ne?
Kibele'nin laneti nedir?
Hepsi kitapta