Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

352 syf.
·
Puan vermedi
Her şeyinizin denetlendiği bir devlette yaşadığınızı düşünün. Düşündüklerinizden, düşünmediklerinizden, hatta uykuda sayıkladığınız kelimelerden, yazdıklarınızdan, çizdiklerinizden, attığınız adımlardan ve hatta atmadıklarınızdan bile sorumlusunuz. Kitabımızda sizi denetleyen ”Big Brother – Büyük Birader” var. Ve bu Büyük Birader için çalışan çeşitli ajanlar, düşünce suçu işlersiniz diye sizi her an tutuklayıp buharlaştırarak yok edecek olan düşünce polisleri var. İşte George Orwell kitabında böyle bir dünya tasarlamış. Aslında bana göre bir alarm kurmuş. Geleceğimiz için hepimizi çok önceden uyarmış, yazımı okudukça neden böyle dediğimi çok daha iyi anlayacaksınız. Ütopya mı Karşı Ütopya mı? Bu terim yani ütopya (utopia) ”aslında olmayan, tamamen düş dünyasında tasarlanmış ideal toplum” anlamına gelmektedir. Platon’un Ütopyası, Thomas More’un Ütopyası, Farabi’nin Erdemli Şehir kitabı bunun için örnek gösterilebilir. Fakat bana göre 1984 kitabı tam bir karşı ütopyadır. Karşı ütopyada her şeyde tam bir kaos ortamı hakimdir. Hayal edilen o huzurlu ortam yoktur. Yerini otorite ve ölümler almıştır. Aslında ölümler bile gizli saklıdır. Güç tamamen otoritenin elindedir ve nefes almaktan bile suçlu sayılabilirsiniz burada. Ütopyaya baktığımızda ”suç ” kavramı bile yoktur oysa. Ütopyada herkes, istediği zaman istediği yere göç edebilen bir kuş kadar özgürdür. Oysa Orwell 1984 kitabında hislerden bile ceza alıp yok edileceğiniz bir ortam inşa etmiştir. ”Korkunu asla belli etme. Öfkeni asla belli etme! Gözlerindeki ufacık bir kıpırtı seni ele verebilir. ” Kitapta oldukça azınlık bir kısımda olan proleterler var. Kitabımızın ana karakteri Winston kurtuluşun onlarda olduğuna inanıyor çünkü proleterler Büyük Biraderi pek umursamıyor. Aslında ben kitabı okurken proleterlerin de el birliğiyle parti tarafından oluşturulduğu kanısına vardım. (Kitabı okumayan arkadaşlar olacağı için neden böyle düşündüğümü tüm detayıyla anlatmıyorum.) Eğer dediğim gibi değilse, bu insanların da pek düşüncesi olduğunu düşünmüyorum. Sadece, biraz daha ”özgür” yaşayan, en azından istediği zaman dışarı çıkabilen, istediği tarafta durabilen, sabahları spor yapmak zorunluluğu olmayan, tele ekranları olmayan ” özgür” ama düşünemeyen insanlar. Tamamı neredeyse fakir, işçi sınıfı. Yine de o kaos ortamında ufacık bir özgürlük görünce insanın içinde kelebek uçuyor demek ki. Demek ki karnını doyuracak gibi oluyor ufak bir ekmek kırıntısı…
1984
1984George Orwell · Can Yayınları · 2019166,2bin okunma
··
371 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.