Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

161 syf.
8/10 puan verdi
Kitabı okuduktan sonra şöyle bir nabız yokladığımda pek sevilmediğini, sıkıcı bulunduğunu görmüştüm. Hatta yarım bırakanlar dahi olmuş. Evet, çok fazla mekan değişikliği olmadığı için, aynı yerde aynı kısır döngü, tasvirlerle devam ediyormuş ve karakterin kafasında dönüp duruyormuşuz hissi verdiği için ben de sıkılmıştım. Fakat sonunu çok merak ettiğim için devam edip bitirmiştim. Safveti Ziya'nın ilk romanı. Dönemi itibariyle gündelik yaşamdaki Batılaşmayı konu alıyor. Karakterimiz Şekip Bey, karşımıza, dönemin yabancı ailelerinin arasında yaşayan bir Türk timsali olarak çıkıyor. Bir aşk romanı diyebiliriz tabi; fakat benim dikkatimi Şekip Bey'in psikolojik arka planı çekti. Kitabı bitirmeme de bu etki etti zaten. - Denir ya, bir insan, kendi kendinin önündeki en büyük engeldir. Bu engelin en büyük kaynağı da kendi kendine yaptığı vehimler, korkular, temelde "düşünce"lerdir. Sevgi, bazen kendimizden vazgeçmeyi gerektirir. Kendimizden...; yani yaparsak, edersek kırılacağımızı, incineceğimizi, küçük düşeceğimizi zannettiğimiz şeyleri yapıp etmeyi... Benliğimizi şuursuzca var etme çabalarımızdan, kuruntularımızdan, bilişsel çarpıtmalarımızdan ya da o travma dediğimiz geçmiş hikayelerden ayrışmayı... Gerektirir. Çünkü öyle bir tutunuruz ki bu kompleks yapılarımıza, bunları "gerçek biz" zannederiz. Ve bir gün olur, duygularımızın, seçimlerimizin, kalbimizin, ruhumuzun, her şeyimizin önüne geçmiş bu kompleks yapı, oturmuş direksiyona... Laf da geçiremiyoruz budalaya. İşte en sonunda, çareyi ona teslim olmakta buluruz. Ve en acısı da bundan ince bir haklı olduğunu düşündüğümüz gurur duyarız. Çünkü bu kompleks yapıya güç teslim etmeyi, "kendimizden taviz vermemek" ile eşdeğer tutmak gibi bir inancı benimsemişizdir çoktan. ...
Salon Köşelerinde
Salon KöşelerindeSafveti Ziya · İş Bankası Kültür Yayınları · 20091,158 okunma
·
68 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.