Kitap kapağında görüldüğü gibi post-truth (hakikatin önemsizleştirilmesi) kavramlarının etimolojisine inerek ayrıntılı açıklanmasıyla başlıyor. Yeni medya düzeni, filtre balonları, big data sorunu gibi güncel konulara değiniliyor. Devamında demokrasinin popülerizmle imtihanı, postmodernizm anlayışının getirdikleri, propaganda, siyasetçilerin yalanları,doğruluk, gerçeklik ve hakikat arasındaki farklar, kutuplaştırma vb. konular işleniyor. Daha sonra bu kandırmacaları anlayabilmek için Aristo'nun Mantık ilkeleri ayrıntılı şekilde anlatılıyor. Anoloji, tümevarım, tümdengelim gibi mantık türleri alt başlıklarıyla aktarıldıktan sonra mantık hatalarına geçiliyor. Tirübüne oynama gibi farklı alt başlıklara ayrılan bu bölümün son aşaması safsata ve en uzun aktarılan bölümde bu oluyor. Ayrıca yazar özellikle safsata bölümünde Kadir Mısıroğlu ve Tayyip Erdoğon'ın sözlerini örnek veriyor. Siyasetteki yalanı anlatırken siyasetçilerin sözlerinden örnek vermesi anlaşılırlığı arttırsa bile örneklerin muhaliflerden çok Trump ve Tayyip Erdoğan gibi iktidar kesim üzerinden verilmesi kitapta kendisininde karşı çıktığı kutuplaşmaya yol açabileceği görülüyor. Ayrıca kitapta yazar .açıkça Rusya ve Türkiye'yi despotik ülkeler arasında gördüğünü belirtiyor.
Sonuç olarak,
Kitleler Psikolojisi kitabında belirtildiği gibi insan yığınlarının çoğu zaman belirli bir iddianın yeterli sayıda tekrarlanmasıyla poetik ve retorik sanatının etkisiyle, duygulara vurgu yapılarak kandırılabileceğini örnekleriyle gösteriyor. Üstelik teknolojinin yol açtığı big data ve filtre balonları meselesi gibi güncel konular üzerinde de duruyor. Postmoderinzm ile beraber çiftçiyle entelektüelin aynı seviyeye indirgendiği ve gerçekliğin önemini yitirdiğini vurguluyor. İnsanların nasıl kandırıldığı, mantık ilkeleriyle nasıl bu durumdan kurtulabileceklerini ayrıntısıyla aktarıyor. Kavramları tanımlayarak ve tanıtarak ilerlediği için her kesimden insanın okuyabileceği; Sosyal Psikoloji, Siyaset ve Mantık bilimlerine ilgi duyanlar için ideal bir kitap. Keyifli okumalar.