"dumas kitlelerin tutkularını paylaşmayı ve doyurmayı diğer tüm romancılardan iyi başarıyordu. onlar gibi otoriteye, adalete ve serüvene bayılıyor; onlar gibi insanlığı kahramanlar ve alçaklar olarak ikiye ayırıyordu... bir öyküyü başka kimsenin anlatamayacağı biçimde anlatmayı biliyor; onun kaleminin gölgesinde en yavan anlatı bile bir destan görünümüne bürünüyordu." André Maurois "dumas bir sanat zirvesiydi... hiç kimse dumas'nın romanları ve oyunlarından daha iyisini yapamadı, yapmadı ya da yapamayacak." George Bernard Shaw bu kitap alexandre dumas'nın dehasının kanıtıdır. yazarın kitaba derinlemesine yansıyan engin birikimi ne kadar az şey bildiğimizi gösteriyor. okuduğumda bana öyle güçlü tesir etti ki okurken romandaki karakterlerin biçimine girerek; kendimi bazen güçlü, bazen umutsuz, bazen mutlu hissettim. bu bin küsür sayfalık serüven, eğer edebiyattan anlıyorsanız sizin için bir gazete sayfası kadar kolay okunabilir olacak ve size çok şey katacak. kısaca kitabın konusu edmond dantes’in nakış nakış işlenmiş intikam öyküsü. yıllardır kısaltılmış metniyle karşılaştığım bu eşsiz başyapıtı sonunda tam haliyle soluksuz okuma fırsatını yakaladığım için mutluyum. kendisine verilen bir görev üzerindeyken hiç olmadığı bir insan olarak hapse attırılan ve ne acı ki bunu kuyusunu kazan yakın dostlarının yapmasıyle hayatı alt üst olan edmond’un hikâyesi marsilya’da başlıyor. if şatosunda süren esaret döneminde tanıştığı başrahip faria ile mükemmel bir kaçış planını uygulamaya koyarak esaretinden kurtulan edmond hayatının on dört yılını hapis yatmasına sebep olanlardan ince işçilikli bir intikam alır. fazla ayrıntıya girmeden okumamış olanların mutlaka okumasını dilediğim için özet şeklinde yazmak istedim. sürükleyici bir macera olmasının yanı sıra hayata ve insan doğasına ait temaları ustalıkla kaleme alan, dönemin siyasi entrikalarını, çalkantılarını da yansıtan alexandre dumas bu yapıtıyla övgüyü hakediyor. keyifle, iki cilt olmasına ve uzun sayfalarına aldırmadan akıcı bir şekilde okudum ve kütüphanemde değerli kitaplar arasında yerini çoktan aldı. romanın belki de beni düşündüren tek tarafı, iyilerin hep iyi kötülerin ise hep kötü olmasıdır. gerçekten de insanlar ya iyidir ya da kötüdür diyebilir miyiz? bir insan hem iyi hem de kötü olamaz mı? üzerinde bolca tartışılması gereken bir konu.. keyifli okumalar dilerim.

Monte Cristo Kontu (2 Cilt Takım)Alexandre Dumas · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202025,7bin okunma

·

1.178 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.