Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Şimdi doğuştan sahip olduğumuz ahlaki özelliklerimizin, neden ancak Allah’ın ahlaki buyruklarının olmasıyla rasyonel temel bulduğunu inceleyelim. Ahlaki bir sistemin, Allah inancı ve Allah’ın buyrukları olmadan işlemesi, pratikte elbette mümkündür (bu yüzden birçok ateist oldukça ahlaklıdır) fakat en önemli özelliklerinden birisi bağlayıcılık olan ve insanların şahsi çıkarlarından gerektiğinde fedakarlık yapmalarını gerektiren yasalardan oluşan ahlaki sistemlerin, Allah’ın buyrukları olmadan rasyonel temeli olamaz. Burada “rasyonel temel” ile kastım; ahlaki eylemi “iyi” olarak nitelemenin veya bu eylemi gerçekleştirmenin ve gerektiğinde şahsi çıkardan vazgeçmenin akılcı bir temeli olmasıdır. Nitekim birçok ünlü ateist felsefeci de bunu tespit etmiştir. Örneğin Allah olmadığında ahlaki değerlerin doğruluk değeri kalmayacağına, Nietzsche ve Sartre gibi ünlü ateist filozoflar dikkat çekmiştir. Nietzsche’nin şu sözlerinden bunu anlayabiliriz: “Ondan, temel bir kavramı, Allah’a inancı çekip aldığınızda, bütününü mahvedersiniz: artık zorunlu hiçbir şey elinizde kalmaz... Onun ancak Allah’ın varlığı doğruysa bir doğruluk değeri olabilir; o, Allah ile ayakta durur, Allahsız çöker.” Nietzsche ve Sartre, Allah’ın yokluğunda (Allah yoksa Allah’ın ahlaki buyrukları da olmaz) ahlaki değerlerin rasyonel temeli olamayacağını anlamışlardır. Çağımızın en ünlü ateisti Richard Dawkins ise başkalarına merhamet duymamızın “Darwinci hatalar: mutluluk veren, değerli hatalar” olduğunu ifade etmiştir. Ateist bir dünya görüşünün içerisinde, sahip olduğumuz doğuştan ahlaki özelliklerin illüzyon olarak anlaşılması gerektiğini ünlü materyalist-ateistler Michael Ruse ve Edward Wilson’ın şu sözlerinden de anlayabiliriz: “Ahlak bize ortak hareket etmemiz için genlerimiz tarafından yutturulan bir illüzyondur. Hiçbir dış temeli yoktur. Ahlak, evrim tarafından oluşturulmuştur fakat onun tarafından temellenmemektedir. Aynı Machbeth’in hançeri gibi gerçekte var olmadan önemli bir amaca hizmet etmektedir. İllüzyondan bahsederken, ahlakın hiçbir şey olmadığını ve tamamen bir hayal ürünü gibi düşünülmesi gerektiğini savunmuyoruz. Machbeth’in hançerinin tersine ahlak insan türü tarafından paylaşılan bir illüzyondur... Ahlakın objektif bir temeli yoktur fakat biyolojik yapımız bizi öyleymiş gibi düşünmeye sevk etmektedir."
·
150 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.