Oda hapsiyle cezalandırılmış genç bir subayın, dört duvarın arasındaki sonsuz düşsel hikayesi. Zaman ve mekan önemi olmadan kendi kafasının içinde bir dünya yaşıyor. Kendini o kadar özgür hissediyor ki hatta cezası bitip özgürlüğüne kavuştuğunda bunu zincire vurulmak olarak görüyor. Çift kişilikle olmakla birlikte uçsuz bucaksız bir hayal gücüne de sahip. Zihninde yaptığı yolculuklarda aynı zamanda yazarın dönemin politik atmosferini de serpiştirmesi hoş olmuş. Akıcı ve merak uyandırıcı değildi benim için. Hiçbir heyecan duymadım.