Gönderi

Bir kez Filistin sorunu Birleşmiş Milletler'in gündemine alınınca, Filistin' deki durumu araştırması ve tavsiyelerde bulunması için özel bir komite oluşturuldu. Komitenin son tavsiyesi, hareketin tarihindeki bu dönüm noktası anında Siyonist politikanın ikinci hayati ihtiyacını karșılamıș oldu: Bağımsızlık ilkesi tasvip edildi. Bununla beraber, bu bağımsızlığın türü konusunda anlaşmazlık vardı. Komite üyelerinden yedisi, ülkenin denetiminin Filistin'deki Yahudi azınlığa verilmesi gerektiği tezini desteklerken, diğer üçü, denetimin eşit bir șekilde Arapların ve Yahudilerin ellerine bırakılması gerektiğini düșünüyorlardı. Bir üyenin meseleyle ilgili hiçbir görüşü bulunmazken geri kalan yedi üye ise, Filistin' nin bir Arap, bir Yahudi devleti ve Kudüs bölgesindeki uluslarası bir mıntıkadan oluşan üç parçaya ayrılmasını önerdiler. Bu plânın tatbik edilemezliğine rağmen Siyonistler onda, üçüncü diplomatik isteklerinin Yahudilerin devlet kurması ilkesinin tanınması tohumlarını gördüler. Onlar bundan dolayı taksim fikrini kabul ettiler ve Birleşmiş Milletler'deki mücadele, bu konu üzerine doğru yoğunlaştı. Her ne kadar Siyonistler Filistin' in tamamının kendilerine verilmeyișiyle hayal kırıklığına uğramıș da olsalar, Filistin' deki duruma ilişkin Birleşmiş Milletler araştırmasını hiç değilse Filistin'in bir kısmında Yahudi devletinin kurulup kurulamayacağını tartıșmasıyla sınırlandırmanın önemini farkediyorlardı. Bu, geriye tek bir șey bırakıyordu: Bu dünya örgütünün taksimi onaylanmasını sağlamak.
Sayfa 140Kitabı okudu
·
21 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.