Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

96 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
‘Düz bir yüzeyde, zeminde yaşıyoruz, ancak -ve böylece- özlem duyuyoruz. Yerdekiler olarak, kimi zaman tanrılara kadar erişebiliriz. Bazıları sanatla yükseliyor havaya, bazılarıysa dinle; çoğu aşkla. Ama havaya yükseldiğimizde, aynı zamanda düşebiliriz. Çok az yumuşak iniş var. Kendimizi bacaklarımızı kıran bir güçle, yabancı bir demiryolu hattına doğru sürüklenmiş olarak yerde zıplarken bulabiliriz. Her aşk hikayesi potansiyel bir keder hikayesidir. Eğer önce değilse, daha sonra. Biri için değilse, öteki için. Bazen her ikisi için.’ . Nereden başlasam bu kitabı anlatmaya.. Beklediğimden çok daha fazla çarpıldım öncelikle onu söyleyeyim. Jean Louis Fournier’den Dul’u okuduğumda içimde bir boşluk hissetmiştim. Fournier eşini kaybedişinin ardından hislerini döküyordu kelimelere. Hayat Düzeyleri’nde ise Barnes, eşinin kaybını anlatıyor. Ama çıkış noktası ‘bulmak’. Diyor ki ‘daha önce bir araya getirilmemiş iki şeyi bir araya getirirsiniz ve hayat değişir.’ Başta yukarılara çıkarıyor bizi Barnes, hem de balonla! ‘Dev’ balonlarla. Sarah Bernhardt, Fred Burnaby ve Nadar’ı dinliyoruz. Sonra irtifa kaybediyoruz. Gerçek çarpıyor yüzümüze: Bazen -aslında çoğu zaman- beklediğinden farklı gelişir hayat. Şanslıysan, beklediğinden bile güzel olabilir. Barnes ve eşi daha önce bir araya getirilmemiş iki kişiydi. Hayatları değişti. Sonra Hayat Düzeyleri’ni yazdı Julian Barnes. Benim yolum bu kitapla kesişti. Yine, yeniden okumak isteyeceğim kadar kendime yakındı. Yazarın başka hayatlar arasında ‘ortak motifler’ oluşturmasını, acısında dahi parlamayı becerebilen kelimelerini çok sevdim. İyi ki okudum.. . Serdar Rifat Kırkoğlu çevirisiyle
Hayat Düzeyleri
Hayat DüzeyleriJulian Barnes · Ayrıntı Yayınları · 2013107 okunma
·
1.320 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.