Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

112 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
II. Abdülhamid’in hekimbaşı Ahmed Muhtar Paşa’nın oğlu olan Ömer Ferid Kam, son derece iyi bir eğitime sahiptir. Dört dil bilir ve batı bilimi ile doğu ilmini harmanlayarak kendisini yetiştirir. Üniversite hocalığı ve profesörlük payeleri dışında, Ayasofya camisinde verdiği vaazlar ve çeşitli mecralarda kaleme aldığı dini yazılar ile tanınır. Bu çalışmalarını, üyesi olduğu Dârü'l-Hikmeti'l-İslâmiye için yapar. Dârü'l-Hikmeti'l-İslâmiye, dört yıl faaliyet gösteren ve İslam âleminde ortaya çıkan dini meselelere çözümler bulmayı, yabancıların veya Müslüman vatandaşların sorularına cevaplar vermeyi ve halkı dini konularda aydınlatmayı amaçlayan bir kuruldur. Bu amaçlarla Kam’ın Ayasofya camisinde verdiği vaazlar son derece büyük bir öneme sahiptir. Yeri gelmişken söylenmelidir ki halkın sinesinde deruni bir yeri olan Ayasofya camisinin müze statüsüne geçirilmesi ve ibadete kapatılması son derece yanlış ve düzeltilmesi gereken bir durumdu. Tekrar ibadete açılmasının Müslüman vatandaşları son derece mutlu ettiği aşikâr olup meselenin siyasi bir zemine oturtulmaya çalışılmasının Ayasofya’nın maneviyatına zarar verdiğini düşünmekteyim. Bu notla birlikte devam edelim. “Ayasofya Konuşmaları”, Ömer Ferid Kam’ın Ayasofya’da 1919-1920 senelerinde, binlerce insana verdiği sekiz vaazdan oluşuyor. Bu vaazların yekûnu dinsizlik akımına karşı mücadele etmek ve Müslümanları bilgilendirmektir. Dinsizliğin güç bulduğu noktaları tek tek tespit eden Kam, bunların her birine yerinde cevaplar veriyor. Bu ilmi konuşmalarında anlaşılmaz bir üslup kullanmaktan özellikle kaçınıyor. Muhataplarına çeşitli misaller vererek konuların daha iyi anlaşılmasına gayret ediyor. Eserin devamında, batının dinsizliğinin sağlam temellerden kaynaklanmadığını belirtiyor ve bu dinsizliğin “aydın olma” kisvesi altında bazı insanlarımızın dinsizliği olduğu gibi kabullenmesini doğru bulmuyor. Bunlarla birlikte Müslümanlara araştırmayı, incelemeyi, okumayı ve bilimden uzak durmamayı öğütlüyor. Yerinde saymanın ve bilime ve ilme uzak durmanın ve hatta araştırmadan yapılan retlerin ve itirazların yanlış olduğunu belirtiyor. Eseri genel olarak değerlendirdiğimizde Ömer Ferid Kam’ın felsefe, tarih, edebiyat ve sanat alanında ciddi seviyede bilgi sahibi olduğu, Descartes, Sadi Şirazi gibi önemli isimler başta olmak üzere çok sayıda eser okuduğu, felsefenin en derin konularına dahi hâkim olduğu görülüyor. Böylesine bilgili bir âlimin yaptığı vaazlar işte bu nedenle halk üzerinde ciddi tesirlerde bulunuyor ve bugün dahi aşkla ve şevkle eserin okunmasını sağlıyor. Aslında Ömer Ferid Kam’ın bu durumu bize ciddi bir Müslüman portresi sunuyor. Okuyan, araştıran, inceleyen, dogmatik bir şekilde bilimi ve felsefeyi reddetmekten ziyade bilimin her alanında kendini geliştiren bir Müslüman portresi… Aradığımız insan tipi tam olarak bu! Çokça okumalı, araştırmalı ve kendimizi geliştirmeliyiz. İlk emre mutlaka riayet etmeliyiz.
Ayasofya Konuşmaları
Ayasofya KonuşmalarıFerit Kam · Büyüyenay · 20214 okunma
·
121 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.