Gönderi

'Meryem orucu' işte o derslerden biri... Gerçekten dünyamızı dünyevîliklerden, sebeplere takılıp kalan konuşmalardan temizleyebilsek, tertemiz bir ruhla yaşayabilsek, herşey gerçek yüzüyle karşımıza çıkacak. Biz hikmetsiz gevezeliklerle iç dünyamızı karartmasak, tüm muhatabiyetlerimizi O'nun emrine mutî bir kul olarak kursak, vukua gelen her bir olay, yaratılan her bir mahluk bize kudreti sonsuz bir Hayy-ı Kayyumu fısıldayacak. Sebepler sukut ederken, konuşmaz sanılanlar konuşacak. Bize kulluğunu ve kulluğumuzu hatırlatacak. Yeter ki, 'Meryem'in orucu'nu biz de tastamam tutalım. Yeter ki, bid'aların hakim olduğu; gündelik konuşmaların, eş-dost ziyaretlerinin, gazete-televizyon haberlerinin kulluğumuzu hatırlamaya değil, bilakis unutmaya vesile olan yorumlar sunduğu bir vasatta, 'susma'nın da bir 'oruç' olduğunu bilelim. Midemizi Rabbimizin emrine göre 'oruçla tâbi tuttuğumuz gibi, dilimize de, "Ya hak söyle, ya sus” orucunu tutturalım.
·
118 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.