Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

288 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
6 günde okudu
Bir Ömür Nasıl Yaşanır?
Kitapta bazı konu başlıkları vardı. Ben de bu inceleme yazısını yazarken bir nevi bu başlıkların içeriğinden öğrendiklerimi özetleyeceğim ve yer yer düşüncelerime yer vereceğim. 1)Bir Ömür Nasıl Yaşanır? İlber Ortaylı ömrü ayırıyor: 12-25 arası, 25-40 arası, 40-55 arası ve 55 sonrası. 12-25 yaş arası temel atma dönemi. Büyük oranda bu yaşlarında edindiğin bilgileri kullanacaksın öğrenmeye devam etsen de. Dil öğrenme işini bu yaş aralığında halletmen gerek. İlber Hoca bu konuda "25'ine kadar öğrendin öğrendin." diyor. Hafıza İlber Ortaylı için çok önemli. Yaş ilerledikçe hafızanın gerilediğini söylüyor. Bu yüzden hedeflenen çoğu şeyin ertelenmemesini öneriyor. 25-40 yaş arasında ise insanların öğrendiklerini kullanarak üretmesi gerektiğini söylüyor. Yenal Bilgici eğitim sisteminde birinin akademisyen olmak için 30'larına kadar uğraştığından bahsedince İlber Ortaylı eğitim sisteminin uzunluğundan sen vuruyor. Ayrıca eğitim sisteminin öğrenciye pek de bir şey öğretmediğini düşünüyor. Dünyada birçok önemli kişinin genç yaşta eserler verdiğinden bahsedip bu konuya örnekler veriyor. 40-55 yaş arasını olgunluk dönemi olarak adlandırıyor. İnsan 40'lı yaşlardan sonra daha iyi analizler yapabiliyor İlber Hoca'ya göre. İnsanın 40'ından sonra daha iyi seveceğini, hatta daha iyi aşık olabileceğini söylüyor. "Gençler bilse, ihtiyarlar yapabilse." diyerek gençlerin ihtiyarlardan öğrenmesi gereken şeyler olduğunun altını çiziyor bence. 55 sonrası ise ustalık dönemi olarak adlandırılıyor. Genç yaşta eder vermenin önemine dikkat çektiğine değinmiştik. İnsanların bu döneme kadar eserlerini vermiş olması gerektiğini söylüyor ama bu yaşlardan sonra da oldukça üretken olan insanlar olduğunu belirtiyor. Yine de bunu yapabileceğimizin garantisi olmadığı için en iyisi genç yaşları boş geçirmemek. Özel hayatımızla ilgili kimseyi dinlemememiz öğütleniyor kitapta. Fikir almak ayrı ancak kendi yolumuzu kendimizin çizmesi gerektiği öğütleniyor. İlber Ortaylı için doğru karar almak çok önemli. 2) Kimden Ne Öğrenilir? İlber Ortaylı ile ilgili dikkatimi çeken bir konu da çok insan tanımış olması oldu. Bir sürü insan tanımış, evlerine gitmiş, onlarla sohbet etmiş... İyi insanları arayıp bulduğunu söylüyor İlber Ortaylı. Kimse onu keşfetmemiş, keşfedecek de değilmiş. Bu yüzden bizlere de farklı insanları arayıp bulmamızı öğütlüyor. İbrahim Kıray ve eşi Mübeccel Hanım'dan bahsederken onlarda kendilerine hesap veren bir hayat tarzı gördüğünü söylüyor. Bu çok dikkatimi çekti. Aslında başka insanlara yaptıklarımızdan sorumluysak kendimize karşı da yaptıklarımızdan ve yazdıklarımızdan sorumluyuz. Ayrıca insanın illa aynı hayat görüşündeki insanlarla arkadaş olması gerekmediğini söylüyor. Farklı insanlarla bir arada olmanın da insanı geliştirdiğini belirtiyor. 3)İnsan Kendi Kendini Nasıl Yetiştirir? İlber Ortaylı entelektüelin tanımını yaparken insanın üzerine vazife olmayan işlerle de ilgilenmesi gerektiğinin altını çiziyor İlber Ortaylı, Atatürk'ten, sevdiği kitaplardan ve Atatürk'ün örnek almamız gereken bazı özelliklerinden bahsediyor. Atatürk'te "olmalı" dendiğinde "olabilir" seçeneğini ortadan kaldıran iradenin bizlerde de olması gerektiğini düşünüyor. İnsanın kendisini önünde bir modele bakarak belirleyebileceğini söylüyor İlber Ortaylı. Bu benim de çokça yaptığım bir şey. Her zaman hayran olduğum insanlar olur. Her zaman olduğu gibi bu bölümde de dil konusuna dikkat çekiyor İlber Ortaylı. Onun için dil bilmek, kendini geliştirmek denince en önemli şeylerden biri. 4) Nasıl Çalışmak Gerekir? İlber Ortaylı, Türklerin bir işe çok iyi başladığını ancak bunu devam ettiremediğini, son noktayı koyamadığını söylüyor. Bunu düşünmesine şaşmamak gerek. "Türk gibi başlayıp Alman gibi bitirmek" diye bir ifade bile var. Kişinin daba ilk başından sevdiği işi yapması gerektiği, aksi takdirde bir süre sonra kişinin gayesini yitireceği belirtiliyor. İlber Ortaylı okuyup yazarak çalışanlara sabah çalışmalarını tavsiye ediyor. Bu saatlerdeki havadan faydalanmak gerektiğini vurguluyor. Düşünebilmek için yalnız kalmanın çok önemli olduğu söyleniyor. Bu da yapabildiğimi düşündüğüm maddelerden. Okuldan çıkınca eve geldiğimde kimse olmazdı, çıkar tek başıma yürürdüm ya da kendi kendime düşünürdüm. Yalnızlık insanı düşündürüyor. Bizim kültürümüzde ise bir şeyleri yalnız yapmak hep garipseniyor. Bazı zamanlarda hiçbir şey yapmamayı da öneriyor İlber Ortaylı. İlber Ortaylı için tek başına kalmak, kendinle vakit geçirmeyi bilmek oldukça önemli. 5) Nasıl Seyehat Edilir? Nereleri Görmek Gerekir? İlber Ortaylı bir şehrin taksiye binip gezilemeyeceğini söylüyor, yürüyeceksin! Hele bir şehre ilk defa gidiyorsan çok yorulacaksın. Eğer bir şehre gitmiş ve sevmişseniz bu şehre tekrar gitmenizi öneriyor. Bir şehre ilk gidişte müzeler gezilmez gibi şeyleri doğru bulmuyor. Hem sokakları, çarşıları hem de müzeleri gezmek için vakit bulunabileceğini düşünüyor. Bir şehri gezerken öylece gidilip görülmesini doğru bulmuyor. Okumalar yapılmasını, notlar tutulmasını, haritalar karıştırılmasını öneriyor. Eğer kapsamlı geziler yapacaksa mutlaka o şehir ile ilgili defter tuttuğunu söylüyor. Fotoğraflarını, biletlerini bu defterlere yapıştırdığından söz ederek not tutma şeklinden bahsediyor. Bazı ülkeler, şehirler için önerilerde bulunuyor. İran'ı gezemeye Tebriz veya İsfahan'dan başlamayı öneriyor. Sonra Tahran, Kaşan, Kum, Yezd, eski İran için Şiraz... İran'da görülmesi gereken müzeler: İran'ın başkentindeki Arkeoloji Müzesi ve ardından İslam Eserleri Müzesi. Okumuş insanın görmesi gereken beş şehir: Petra, Anktakya, Palmira, Efes ve İskenderiye. Uğruna seyehat etmeye değecek müzeler için yola İtalya ve Macaristan'tan başlanmalıdır ve kısmen İspanya. Antik Mısır'ı anlamak için Kahire Müzesi. Batı'daki önemli müzeler: Londra-British Museum, Paris-Louvre Müzesi, Vatikan müzeleri, Roma-Capitol, Napoli-Arkeoloji Müzesi, Madrid-Arkeoloji Müzesi, St. Petersburg-Hermitage Müzesi, Moskova-Kremlin Sarayı, Puşkin Müzesi, Avusturya-Kunsthistorisches Museum ve Ephesus Müzesi, Berlin-Pergamon. Batı'yı anlamak için mühim şehirler: Floransa, Siena. #136080389 #136080656 6) Eğitimde Hangi Tercihleri Yapmak Gerekir? Ingiltere'de Sanayi devrimi sırasında geliştirilen bir yöntemden bahsediyor İlber Ortaylı. Bunun bir dönem bizde de yapıldığını söylüyor. Hoca bazı öğrencilere anlatıyor, bunu anlayan öğrenciler ise diğerlerine. Bu yapılmıyor gibi görünse de çoğu kişi arkadaşıyla ders çalışmış, ona anlatmıştır. Açıkçası oldukça yararlı buluyorum bu yöntemi. Anlatmak da anlamak için oldukça gerekli. Eğitimi kurtarmak için bir çarenin olduğunu, bunun da Tanzimatın büyükleri gibi davranmaktan geçtiğini söylüyor İlber Ortaylı. Elit öğretmenlerin yetiştirilmesi ve öğretmenliğin daha saygın bir meslek haline gelmesi önemseniyor. Eğitimde hemen hemen herkesin hayalini kurduğu gibi çocukları yeteneklerine göre ayıran bir sistemden söz ediyor İlber Ortaylı. Ayrıca İlber Ortaylı'nın bir dönem yapmaya çalıştığı edebiyat liseleri var. Bu konunun geçtiği sayfayı okurken böyle bir lisede okumak isteyeceğimi düşündüm. O da olmasa öğretmen liselerinde okumak isterdim ama ona da yetişemedim. 7) Ne İzlemeli/Ne Dinlemeli/Ne Okumalı? İlber Ortaylı müzikte klasik müziğin büyüklerini sevdiğini belirtiyor en çok. Ona göre Tolstoy okunmadan roman okunmuş sayılmıyor. Aynı şekilde Dostoyevski de onun için çok önemli. Yaşayan yazarlardan ise Amin Maalouf'un okunmasını öneriyor. Bu konuda çok konuşmadan İlber Ortaylı'nın listelerini vermek istiyorum. #136781300 #136780316 #136456194 8) İnsan Yaşadığı Şehirden Nasıl Yararlanır? İlber Ortaylı'nın lise yıllar Ankara'da geçmiş. Kitabın ilk sayfalarında zaten Ankara'da yapılacak pek bir şey olmadığını, insanın kendisine vakit geçirecek aktiviteler bulacağını söylüyor İlber Ortaylı. Yaşadığımız şehirler bizi birçok konuda etkiliyor. Sıkıcı bulduğumuz şehrimizin bile avantajları olabiliyor. İlber Ortaylı'nın Ankara ile ilgili söyledikleri bana bir anımı anlattı. Bir gün okulda dersteyken öğrenciler yaşadığımız yerde yapılacak hiçbir şey olmamasından yakınıyordu. Hocamız da hafiften gülerek "İyi ya, yapacak bir şey bulamayıp çalışırsınız." demişti. Hakikaten öyle, ya ders çalışırsın ya da kitap okursun. Tiyatro, sinema bile uzakta. Ya her gün aynı yerlerde arkadaşlarınla oturacaksın ya da okuyacaksın. Ayrıca İlber Ortaylı kitabın bir bölümünde yaşadığım yerin nasıl gezileceğini anlatınca biraz utandım açıkçası yaşadığım yeri hiç tanıyamamış olmaktan. Kendimi aklamak istemem ama tam şehrimi keşfedebileceğim bir zamanda pandemi patlak verdiği için bu konuda kendime az da olsa hak verdim. #136811173 Yer yer sıkan kısımlar olsa da oldukça güzel, rehber niteliğinde bir kitaptı. Okumanızı öneririm.
Bir Ömür Nasıl Yaşanır?
Bir Ömür Nasıl Yaşanır?İlber Ortaylı · Kronik Kitap · 202055,1bin okunma
··
392 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.