Gönderi

412 syf.
8/10 puan verdi
·
Read in 7 days
Fazla söze gerek yok. Okudukça, insanı kendi türünden nefret ettirecek kıvama getiren bir kitap. Acı olan ise çok büyük bir kısmının haklı olması.
Hayvanlardan Tanrılara: Sapiens
Hayvanlardan Tanrılara: SapiensYuval Noah Harari · Kolektif Kitap · 201936.7k okunma
·
18 views
Barış Burak BALCI okurunun profil resmi
Ben okurken böyle bir şey hissetmedim. Kitapta doğru veya yanlış diye bir şey olmadığını o kadar güzel anlatıyor ki, nefret ettiğiniz veya sevdiğiniz her şeye nötr hislerle, nesnel bakmaya başlıyorsunuz. Bu yüzden ben sizi kendi türünüzden nefrete sürükleyen kısmı anlayamadım.
Gökhan okurunun profil resmi
- Sapiens'in suçu mudur bilinmez ama gittikleri her yerde yerli nüfus tükendi. (Sayfa: 31) - 150 bin yıl önce Doğu Afrika'ya yerleşen Homo sapiens'in sonradan dünyanın geri kalanına yayılıp, yaklaşık 70 bin yıl önce de diğer insan türlerini ortadan kaldırmaya başladığını gördük. (Sayfa: 33) - Avustralya'nın büyük faunasının yüzde 90'ından fazlası yok oldu. Elimizdeki kanıtlar dolaylı sayılabilir, ama Sapiens'in tesadüfen tam da bütün hayvanlar bir bir ortadan kaybolurken Avustralya'ya vardığını düşünmek çok güç. (Sayfa: 77) - Amerika kıtası, Afrika ve Asya'da bilinmeyen bitki ve hayvanların coşkun bir şekilde geliştiği büyük bir evrim deneyi laboratuvarıydı. Sapiens'in gelişinden sonraki iki bin yıl içinde bu endemik türlerin çoğu ortadan kalktı. Kuzey Amerika büyük memeli cinslerinin 47'sinden 34'ünü kaybetti. Güney Amerika'da 60'tan 50'sini. Kılıç dişli kediler 30 MİLYON YIL yaşadıktan sonra yok oldular. (Sayfa: 82) - Sanayi Devriminden çok önce Homo sapiens en çok bitki ve hayvan çeşidini ortadan kaldıran tür olma rekorunu elinde tutuyordu. (Sayfa: 85) Günümüze yaklaşalım; - 16. yüzyıldan 19. yüzyıla kadar şeker kamışı toplamak için Afrika'dan, Amerika'ya getirilen 10 milyon köle şeker baronları muazzam karlar edebilsin diye kısa ve sefil bir yaşam geçirip öldüler. (Sayfa: 325) - En ılımlı tahminlere göre (Kongo'da kauçuk toplamaya zorlanan) 1885 ile 1908 yılları arasında büyüme ve kar sevdası yaklaşık 6 milyon insanın yaşamına mal oldu. (Sayfa: 327) - Ticari bir yumurta çiftliğinde erkek civcivler ve yumurtlayamayan dişiler ayrılarak gaz odalarında boğulduktan sonra otomatik kıyma makinelerine veya çöpe atılır. Bu tür üretim çiftliklerinde her yıl yüz milyonlarca civciv bu şekilde ölmektedir. (Sayfa: 338) Yaşadığı çevreye, etrafındaki canlılara hatta kendi türüne insandan daha fazla zarar veren bir canlı yok. Kendi türümden nefret etme noktasına gelmemde, sayısız olmasına rağmen, yukarıda verdiğim bir kaç örnek benim için fazlasıyla yeterli. (Akşamları on dakika haberleri izleyince bile yukarıdakilerden daha fazla neden bulabilirsiniz.) Kitabın neredeyse tamamı bir insanlık eleştirisi, yüzümüze tutulmuş bir ayna gibi. İçinde birazcık duydu ve vicdan olan hiç kimsenin bu kitapta yazılanlara "nötr hislerle, nesnel " bakamaması lazım.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.