Gerçekleri harmanlayarak yazılan kurgu romanlara, bir de tarihsel olduklarında hayran olmamak elimizde değil. İçerikte kullanılan bilgiler, belgeler, efendime söyleyeyim kitaplar, hele ki kitabın kendi adının bile bir gerçekten meydana gelmesi dikkat çekici. Yıllar evvel de yazarın bir kitabını okumuş ve memnun kalmıştım. İlgimi de çekince başlamak için neyi bekliyordum ki? Tomas Noronha adında bir karakter var kitapla beraber ilerleyen. Bu karakter çok dikkat çekici çünkü yazar kendini ilerlettikçe karakter de oturuyor. Bir yerden sonra bu karakteri kullanmadan bu tarz bir roman kaleme aldığında bu karakteri eğer ararsak, başarmış demektir. Siyasi entrikaları ve tabiri caizse dönen dolapları ilgi çekici bir şekilde aktarmayı başarırken, aynı zamanda coğrafi keşifler dönemine yapılan atıflar da epey iddialıydı bana göre. Buralara da nereden geleceğiz? Tomas Noronha ailevi sorunları olan birisi. Aynı zamanda farkındalık sahibi bir baba çünkü down sendromlu yani ayrıcalıklı bir çocuğun da babası. Profesör Toscana adında bir karakterin tam da -tesadüf bu ya- 7 yıllık araştırmasının sonunda ölümüyle beraber meseleyi aydınlatmak için görevlendiriliyor. Kalan bütün olaylar da buradan sonra gelişiyor zaten. Buradan sonrasında epey tarihsel bilgi aktarılsa da bunu aktarırken kullanılan akıcı dil ve merak unsurunu sürekli canlı tutmayı başarmasını da yazara olumlu puan olarak eklemek gerek. Tabi aynı zamanda karşıt görüşlü olduğum bir durum var. Tomas malumumuz evli demiştik. Çocuğu da var. Üniversiteden öğrenci profilinde bir kadınla birliktelik yaşıyor. Daha sonrasında kadına ayrılmak istediğini ve ailesi olduğunu söylese de kadın hem karısını hem kendisini idare edebileceğini ve hiçbir sorun olmadığını söylüyor. Kültürel fark diyerek geçiştiremeyeceğim çünkü hiçbir kadın başka bir kadının varlığına izin vermez. Yani bilmiyorum ben öyle bir durum görmedim. Yani bir kadın çalışırken iki arkadaşının gezip attığı hikayeyi görse kıskanıyor diye bilirken böyle bir durumu önemsiz görmesi bana imkansız geliyor. Ha diğer ihtimal sevmiyordur. Hiçbir şey olmasa bile insan kıskanır sanki ne bileyim bana çok mantıklı gelmedi o kısım. Hanımlara soralım bakalım onlar ne fikir belirtecekler bu konuda. Eşlerinin başka bir kadınla beraber olmaları kendileri için sorun olur mu olmaz mı? Hem de ortada bir birliktelik ve çocuk varken. Bana çok mide bulandırıcı ve saçma bir durum geliyor şahsen. Tabi yine çağdaşlık edebiyatına sığınılabilir... Birilerinin istediği gibi biri olmadığım için özür dileyecek değilim bu da benim fikrim sonuçta. Kitap kadar şaşırtıcı olansa kullandığı bilgi ve belgeleri açıklaması oldu. Bu belgelerin -anlattığına göre- birçok kısmını da kullanmamış. Aslında kullansa değil 400 demek ki 4000 sayfalık külliyat çıkarak karşımıza. Çıkarsa fena olmaz da tarih konulu kitaplar herkesin ilgisini çekmiyor malum. 4000 sayfa da hepimizi tüketir sanki. Beğeneceğinizi umuyor, iyi okumalar diliyorum..

Kodeks 632Jose Rodrigues dos Santos · Pegasus Yayınları · 2016507 okunma

·

97 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Sadık Kocak