Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

456 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
Kitap yorumum
En Hüzünlü Eylül, 1950 yıllarının İstanbul'un da hüzünlü bir yolculuğa çıkayor bizleri. Hüzünlüdür İstanbul, Eylül 1955'ten beri. Kadim kent yıkımlar tarihinde, 55 Eylül'ünün çok özel bir yeri vardır. Yorgo ve Suzan'ın İstanbul Üniversitesi'ne öğrenci kayıt işlemlerini yaptırmalarıyla hikayeye giriş yapılmaktaydı. Bu iki gencin arasında adı konulmamış bir aşk var. Aileleri bilse de ses etmiyordu bu aşka. Yorgo İstanbul Üniversitesi, Tarih bölümüne kaydını yaptırmışken, Suzan'da, İdari Bilimler Fakültesi'ne kaydını yaptırmıştı. İkisi de yazları Büyük Ada'da da yaşamaktaydı. Kitapta beni şaşırtan bir hadise var; Türk futbolunun efsanesi Lefter Küçükandonyadis, Suzan ve Yorgo'nun arkadaşıydı. Suzan, üniversitenin bitmesine yakın İstanbul Valiliği'nde, Vali Fahrettin Kerim Bey'in asistanlığını yapmaya başlıyor. Yorga da bir okulda Tarih öğretmenliği yapmaya başlamıştı. Suzan'ın, Ece Ajandası vardı. Valilikte çalıştığı dönemde orada yaşadığı, gördüğü bütün olayları bu defterine kayıt etmekteydi. Suzan, iş arkadaşı Çetin'den Kıbrıs Türk'tür Cemiyeti hakkında önemli bilgiler almaktaydı. Türkiye, İngiltere ve Yunanistan'ın, Kıbrıs Adası hakkında yapacağı konferanstan bahsedilmekteydi. Megola İdea'dan bahsedilirken. Kıbrıslı Rumlar'ın kurduğu EOKA'nın Kıbrıs'taki faaliyetlerine değinilmekteydi. 1954 yılında Türkiye büyük bir ekonomik kriz yaşadı. Enflasyon, kara borsa yaşandı. Devlet halkın günde kaç ekmek alacağına, çaya kaç şeker katacağına karışmaya başlamıştı. Aziz Nesin gibi sol görüşlü yazarlardan bahsedilmektedir. Aya Efimia ritüelinden bahsedilmekteydi. Ortodoks gelenek ve göreneklerine değilmekteydi Kıbrıs Sorunu'na değinilmekteydi. AKEI, Kıbrıs'taki komünist parti SSCB tarafından desteklenmekteydi. 6 Eylül 1955 günü Taksim ve çevresinde bir şeylerin olacağına dair söylentiler yayılmıştı. Bunun gerçek olup olmadığını kimse bilmiyordu. İstanbul’un bütün ilçeleri, semtleri de  dahil Anadolu ve Trakya'dan yüz binler Taksim'e akın etti. Yunanistan'dan gelen bir habere "Selanik'te, Atatürk'ün evine bombalı saldırı yapıldı." iddiası  İstanbul ve Ankara da büyük bir deprem etkisi yarattı. Bu haber 6-7 Eylül Olayları'nda yaşanan acı olayların fitilini ateşlemeye yetmişti.  Taksim, Kurtuluş, Beyoğlu, Nişantaşı ve Osmanbey civarında büyük olaylar yaşandı. Rumlara ait dükkanlar ve evler talan edilip yakıldı. Suzan bu sırada valilikte medya patronlarıyla telefon trafiği yaşamaktaydı. Ailesini merak etti. Nişanlısı Yorgo'yu merak etti. Onlara ulaşabilecek mi? Büyük Ada'ya her gidişinde Suzan, Yorgo'nun evine baktığında hüzünlenmekteydi. 27 Mayıs 1960 Darbesi'nden beş ay sonra Yassı Ada'da kurulan mahkeme de 6-7 Eylül Olayları mahkemede görülecek davalardan birisiydi. Suzan tanık sıfatıyla katılmaktaydı. Mahkemeye katılmadan önce önemli deliller topladı, Ece ajansına yazdığı notlar kanıt niteliğinde olduğu için yeniden gözden geçirdi. 28 Ekim günü Mahkeme de Suzan, tanık olduğu bütün olayları 6-7 Eylül Olayları öncesinden başlayıp, olayların olduğu güne kadar detaylarıyla anlatmaktaydı. Kesinlikle okunmanızı tavsiye ederim dostlarım. Kitapla kalın dostlar  
En Hüzünlü Eylül
En Hüzünlü EylülOsman Balcıgil · Destek Yayınları · 20202,182 okunma
·
316 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.