Gönderi

536 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 12 days
Bir Garip Orhan Veli'yi Tanımak
Orhan Veli'yi hepimiz "Garipçiler"in içinde, belki de en öne çıkan şairleri olarak biliyoruz. İstanbul'u gözleri kapalı dinleyen, bir yer bilen fakat anlatamayan, sokağı şiire taşıyan bu adamın 36 yıl ömrü oldu. Kısacık, 36 yıl. Hepi topu 5 şiir kitabı var ki çoğu pek de uzun sayılmaz. Çok bilindi, okundu. Bir şairi tanımanın iyi bir yoludur şiirlerini özümsemek, şiirleri üzerine ekstra okumalar yapmak; lakin yetmiyor. Orhan Veli'yi anlamalıydım, merak ediyordum onu. Şans eseri de bu kitabı buldum, 2020 sonunda ilk defa bütün yazılarını derlemişler. Çoğumuz onun çeşitli dergilerde 10 yıla yakın düzenli olarak yazılar yazdığından bile bihaberiz. Üzücü bir durum. Kitaptaki yazıları kronolojik olarak koymuşlar. Genellikle ilk yazılar 1944-1945 yıllarında başlıyor, şairin vefat ettiği yıl olan 1950 yılı kasım ayına kadar devam ediyor. Ben şairlerin bütün şiirlerinin derlendiği kitapları okumayı özellikle seviyorum. Cumhuriyetin ilk yıllarından 2000'li yıllara değin Türkiye'nin özetini görüyorsunuz çünkü. Toplumumuzu ve dünyayı etkileyen olaylar ister istemez şiirlerine de cereyan ediyor. Şu ana kadar "Bütün Şiirleri" adıyla okuduğum kitaplarda gördüğüm de bu oldu: 70'lerin sonuna kadar toplumsallığın sezdirildiği, duygu yoğunluğu da barındıran ve (bana göre) esas kaliteli şiirlerin olduğu bir dönem var. 80 ve sonrasındaysa daha içe kapanık, bireyselliğin ön planda olduğu ve nispeten daha karamsar, imgeci bir şiir anlayışı hakim. Her neyse, maalesef Orhan Veli için bu gözlemi daha dar bir çerçevede yapmak zorunda kaldım. Şiirleri çok dar bir zamanı kapsadığı için ben de bu kitaptan yola çıkarak gözlem yapmaya çalıştım. O kısacık 6-7 yıllık sürede bile yazılarının içeriği ne kadar da değişmiş. 50'li yıllara yaklaştıkça ister istemez daha sosyal ve politik bir hale bürünmüş yazıları. Oysa ilk yıllarda yeni çıkan şairleri (Attila İlhan'ı "genç şair" diye nitelemesi gözlerimi yaşartacaktı) inceliyor, sanata dair iki kelam ediyormuş. Zaman içerisinde dinci dergilerin artmasından şikayet ediyor, hatta bir yazısında bazı üniversite gençlerinin dergicileri dolaşıp Orhan Veli'lerin dergisini sattırmamaları gerektiği konusunda uyardıklarını söylüyor. Ne üzücü, bu adam politikayı bile herhangi bir parti veya ideoloji gütmeden, halkın refahını isteyerek, düşman göstermeden ele almış. Size ne zararı vardı acaba? Orhan Veli, her daim bilim ışığında gelişmemiz gerektiğini vurgularken ülkenin daha o yıllarda bile Atatürk'ten uzaklaşmaya başladığını dile getiriyor. İster istemez o yılları görmediğimiz için bazı şeyler tos pembe geliyor bize sanırım. Ülkemizin 1940'lı yıllardan itibaren hiçbir dönem gün yüzü görmediğini düşünmeye başlıyorum. Sadece "kötü yıllar" geride kalırken "daha kötü yıllar"a doğru gidiyoruz. Benim anlamadığım, bu kitaba neden 7 civarı puan verildiği. Elbette isteyen istediğini beğenir, burada bir sıkıntım yok. Bu sitede beğenmediğim fakat yüksek puan aldığını gördüğüm kitaplar oldu; ancak bunun sebeplerini az çok anladım. İlk defa, 2 yılda ilk defa bir kitabın neden düşük puan aldığını anlayamadım (inanın bu düşünceler için 7 bile az). Adamın kimseye net bir düşmanlığı, sivri dilliliği yok. Bilimi, laikliği savunduğu için mi puan kırmak; yoksa Demokrat Parti ilkelerini hafifçe (inanın bana çok hafif bir dille) eleştirdiği için mi? Mantığını anlasam saygı duyacağım ama mantığını da çözemedim. Sanata dair, hayatın birçok alanından konuları gayet tatlı dillilikle işlemiş. Bir yazısında bir öğretmenin kendisine sert bir mektubunu ele alıyor. Orhan Veli'nin şiirleri MEB'in müfredatına alınmış ve bu kötüymüş, Orhan Veli açık saçık yazıyormuş gibi gibi ithamlar var. Buna karşılık Orhan Veli o kadar saygılı ve ölçülü bir cevap vererek uzun uzadıya kendini savunuyor ki, sabrına ve nahifliğine hayran kalmadan edemiyorum. Maalesef ki okurken yazının başlığını kaybettim, biraz karıştırıp o yazıya bir işaret çekeceğim. Neticede bir iç dökümü gibi oldu bu inceleme. Takdir edersiniz ki, bir şairin denemelerinin derlendiği bir kitabı incelemek kolay değil. Romanda kurgu yorumlamak gibi olmuyor, ister istemez hisler devreye giriyor. Ben görüşlerine katılmadığım insanların da deneme tarzı yazılarını okuyorum, benim gözümde tutarlılık ve akıl çerçevesinde olabilmek mesele. Görüşlerine katılmasam bile gidip düşük puan kolay kolay vermem. Neyse, ben çok safım herhalde... Bu dünyadan bir garip Orhan Veli geçti, iyi ki geçti, iyi ki kendisini yakından tanımış bulundum. Lütfen, lütfen okuyun bu yazıları.
Bütün Yazıları
Bütün YazılarıOrhan Veli Kanık · Kırmızı Kedi Yayınevi · 2021164 okunma
··
2,428 views
Bu yorum görüntülenemiyor
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.