Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

232 syf.
·
Puan vermedi
·
6 günde okudu
Said Halim Paşa, Osmanlı'lı siyaset ve fikir adamıdır. Kendisi bir dönem sadrazamlık yapmış ve hükümeti kurmuştur. Yaklaşık 4 sene boyunca hükümetin başında yer almıştır. Lâkin devlet adamlığından da evvel o bir fikir insanıdır ve sonraki nesil İslamcı fikriyat üzerinde çok tesiri olmamışsa da kendi döneminin şartları ve hâdiseleri üzerinde kalem oynatmıştır. Yorumunu yazdığım kitap onun hacim olarak büyük olmasa bile, muhteva olarak mühim olduğu arz edilen kitaplarından oluşuyor. Said Halim Paşa bu eserlerinde Osmanlı toplumundaki bu çöküntünün ayak seslerini, bu buhranın sebeplerini içtimâî meselelerde arıyor ve bunun ucunun da bir İslâm toplumuna hiç düşünülmeden zerk edilen Batı fikriyatı ve müesselerine uzandığını beyan ediyor. Mevcut kurumları ihya etmek yerine dışardan başka bir sürecin sonucu olan fikirlerin ve kurumların gelmesi halkımız tarafından kabul görmemiş ve bu tenakuz ibda edilen kanunlara kadar yansımıştır. Bunun çözümünü ise elbette İslâmlaşmak'da arıyor ve aynı adı taşıyan risalesinde bunları anlatıyor. Edebiyat dehası Mehmet Âkif'in bu risaleye yazdığı mukaddimeyi de kitabın sonunda okuyabilirsiniz. Âkif'in hayli dikkatini çekmiş. Zaten bütün eserlerini Fransızca yazan müellifin bazı yazılarını tercüme edip parça parça kendi mecmuasında da yayımlamıştır. Kitap boyunca benim en çok tuhafıma giden husus kadın hürriyeti mevzusu oldu. Kadın hürriyeti ile kurulan bir medeniyetin olmadığını söyleyen mütefekkir, kadın hürriyeti ile çöken bir sürü medeniyet olduğunu yazmış. Oldukça iddialı bir cümle kurmuş. Keşke misal verseydi. Üstelik hürriyet dediğimiz şeyin esasında halk tarafından talep görmesi gerektiğini beyan eden yazar, İslâm toplumundaki mevcut hürriyet anlayışını da izaha kalkmış. Mesela bir köydeki kadının hayatındaki hürriyet ile şehirdeki bir kadının hürriyetleri de aynı değil. Her şey yaşam şartlarıyla ilgili gibi duruyor. Eserlerinde içtimâî sorunlara odaklanan muharrir, iktisadî mevzulara etraflıca hiç girmemiş, sadece ucundan dokunmuştur. Sanırım bunun için sadrazamlık yaptığı dönemi tetkik etmek daha sıhhatli neticeler almamızı sağlar. Ön sözde okumuştum, o dönemde de sanırım bu konuda ciddi atılımlar olmamış. Sadece kapitülasyonlarla ilgilenmiş galiba. Öte taraftan İslâm'a sokulan milliyetçi hezeyanların İslâm'ın beynelmilelci yapısına da halel getirdiğini anlatmıştır. İslâm'da ırka dayalı bir toplum anlayışı yok, ama inanç bulunduğu muhite göre toplumların rengine de bulandığı için bu tarz şeyler oluyor. Mesela Türkiye'de bu gibi şeylere çok rastlıyorum. Bu yüzden bence bu doğrudur. Meraklıları için bir devrin tanığı olması hasebiyle okunabilir. İyi okumalar
Buhranlarımız ve İçtimai Hayatımız
Buhranlarımız ve İçtimai HayatımızSaid Halim Paşa · Çağdaş Kitap · 202036 okunma
·
425 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.