Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

240 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Bilim Bizi Kandırıyor Mu?
Mustafa Çetiner'in Bilim Bizi Kandırıyor mu? adlı kitabını herkese tavsiye ediyorum. Doktor olmasına rağmen, zor ve çok katmanlı anlatım yerine herkesin anlayabileceği bir şekilde düşüncelerini paylaşmış. Bilim, alternatif tıp, klasik tıp, ilaç ve aşı karşıtlığı, bir ilacın ilaç olmasına kadar geçen zaman, bilim ve üniversite, faz çalışmaları gibi çeşitli bilgiler veriyor. Ben Goldacre'nin
Kötü İlaç
Kötü İlaç
adlı kitabını yakın zamanda okumuştum. Bu kitabı onun daha sadeleştirilmiş hali gibi görüyorum (teşbihte hata olmaz). O kitap da güzel lakin, aşırı örnekler, aşırı ayrıntılandırma bazen okumayı soğutuyordu. Bizlere söylenen o bilimsel çalışmaların nasıl yapıldıklarını - verilen bazı örnekler üzerinden - anlatıyordu. Ama yine de o kitaptan da alacağınız çok değerli bilgiler var. Onu da edinin ve mutlaka okuyun. Bu kitabın okuması ve anlaşılması da kolay. Kitap aşı karşıtlığı yapmıyor onu baştan belirteyim. Lakin, aşı ve ilacın hangi aşamalardan geçtikten sonra ruhsatlandırıldığını açık bir şekilde anlatıyor. Özellikle bu salgın zamanında, ülkemizde de ilgili kurumlar açık, mert, korkusuz bir şekilde süreci anlatabilse bir takım çekingenlikler de ortadan kalkardı. Lakin onun yerine 'tek yol devrim' gibi ' tek yol aşı' sloganları etrafı kaplamış. Nedensellik olmadan, birilerinin ürettiği aşılara neden pazar olalım sorusu bile yakında suç sayılabilir. Bilimi dogma halinde gören bilimciler, farklı ses çıkartan bilim insanlarına bile tahammül edemez durumda. Mustafa Çetiner de hem soru soruyor hem de bazı şeyleri netleştiriyor. Eş dost arkadaş; internet, televizyon ya da sağlık sektöründen gelen binlerce bilgi, aşıya karşı oluşan tereddütleri arttırıyor. Ölüm odaklı sonuçlar gösterilerek toplumlar tek yöne doğru yönlendirilebiliyor. Sağlıklı bilgi akışını sağlamakla görevli kurumlar ise istatistikleri ve tabloları kendilerine göre dizayn etmekle uğraşıyorlar. Bu da var olan şüpheleri daha da arttırmaya yardımcı oluyor. Eğer birisi sadece bilime inanın dedikten sonra, o anlattıklarının sorgulanamaz, eleştirilemez, karşı çıkılamaz ve reddedilemez düşüncesini de 'bilim adı altında' yapıyorsa, o bilim, bilim olmaktan çıkıp dogmaya dönüşüyor. Burada da vatandaşın kafası karışıyor. Vatandaş haklı olarak şunu soruyor: O da tıpçı, bu da tıpçı. Hangisi doğru, kime ve neye inanayım? Mustafa Çetiner de bilimi dogma haline getirenlere seslenerek, bilimi dogma ve tabu haline getirdiğinizde şüphelerin artmasına yol açılması yanında alternatif yollar arayanlara da kapı aralandığını anlatmaya çalışıyor. Bilimsel çerçevede salt doğru ve yanlış hangi ölçüde olabiliyor? Kitapta yaşamın içinden seçilmiş örneklerle konular pekiştiriliyor. Örneğin, bilimsel toplantılar ve yayınların ne kadarı bilimsel ne kadarı propaganda (yeni adı halkla ilişkiler) faaliyeti oluyor? Hem bilimin içindeki sahtekarları hem de bilimsel bir ürünmüş gibi pazarlanan bir takım alternatif şeyleri aynı potaya koyarak anlatıyor. Türkiye'de şu an bazı kişilerin, neden bu covid-19 aşısına (mrna ) mesafeli baktığını da güzelce anlatıyor. Vatandaşı aşı konusunda güzel bir şekilde ikna edecekleri yerde (özellikle bir iki şey söyleseler çoğu kişi de ikna olur ama hala hor görme, reddetme, hakaret etmeyle uğraşıyorlar) anlamamaya çalışıyorlar. Tek doğrunun kendilerinin anlattıklarına inanmalarını isteyen bir takım güruh, karşı tarafı değersiz, bayağı görmeye devam ettiği sürece bu sorun devam edecek. Aşıya direnen az da olsa bir çevre var. Bu dünyada ve ülkemizde, dünyanın kendileri etrafında döndüğüne inanan bir takım bilimciler olsa da bunlara inanmayan ve her türlü hakarete uğrayan bir kesim de var. Kazanmak için her türlü yolu mubah gören ilaç sektörü (ticari makyavelistler) ve buna para bağlayan para babaları, doğal ve haklı olarak ticari işletmelerini düşünecekler ve salgını uzatabildikleri sürece uzattırmaya çalışacaklar. Sorunun kaynağı da burası. Bir ilaç şirketi halkı mı düşünür yoksa sermaye sahiplerini mi? Bu küresel çetenin doğal olarak kompradorları da olacak. İşte onların çoğu da televizyon ekranlarında propaganda yaparak kompradorluklarını yerine getiriyorlar. Zorunlu aşıya karşı çıkmak onların inandıkları dogma bilime karşı gelmek olduğu için bunu kabullenemiyorlar. İsteyen aşı olur isteyen olmaz. Ayrıca bu aşılar plasebo etkisi mi oluşturdu da bazı ülkeler de vakalar daha da arttı? Bunu sormak bile (sözde bilime) hakaret oluyor. Bilimsel verilerin ne kadarı doğru, sağlıklı ve araştırmaya açık? Örneğin,
Kötü İlaç
Kötü İlaç
adlı kitapta yapılan çeşitli bilimsel çalışmaların önemli bir kısmında ilaç şirketlerinin hangi değerleri nasıl ve ne şekilde değiştirdiği ve istedikleri sonuçları istedikleri kişilerden aldıktan sonra yayımladıkları ortadayken, şu an kamuoyuna aşı konusunda anlatılan o verilere nasıl inanılması isteniyor ki? Bu kitabın içinde, ilaç facialarından örnekler de veriliyor. Peki ileri de birileri "kandırıldık" derse, bu kandırılmanın insani boyutunun hesabını kim verecek (biontech aşılarında sorumluluk tamamen aşıyı kendine vurduranda, malum)? O zaman biraz Karl Popper'in kısaca "yanlışlanabilir" ilkesinden hareket etmekte fayda var. Birileri bilimsel dogmayı din haline getirmeye çalışsa da, şüphe kası ve "yanlışlanabilir" ilkesi de orada dosdoğru duruyor. Kitap salt aşı üzerinden bir şeyler anlatmıyor lakin konu güncel olduğu için özellikle onun üzerinde durmak istedim. Mustafa Çetiner'in düşünce yapısını beğendim. Saldırmıyor, hakaret etmiyor, ötekileştirmiyor. Olması gerekenlerin hangi yollardan geçmesi gerektiğini aleni bir şekilde ifade ediyor. Peki, Bilim Bizi Kandırıyor mu? Sorusuna dönersek, o zaman kitabı dikkatli ve sorgulayıcı bir şekilde okuyarak bunun cevabını bulabiliriz. Bu kitabı keşke, paraşütle bir yerlere gelen sözde gazeteciler ve onların, 'hocam senden başka kime inanacağız' diyerek bilimi dogmalaştıranlar okusalar. Bu kitabı 6 - 7 Ağustos 2021 tarihleri arasında okudum. Bu yazı ise 22 Eylül 2021 tarihinde 1000Kitap sitesine eklendi. Tavsiye ederim.
Bilim Bizi Kandırıyor mu?
Bilim Bizi Kandırıyor mu?Mustafa Çetiner · Destek Yayınları · 202112 okunma
·
142 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.