Gönderi
Yoruma nereden başlayacağımı bir türlü karar veremedim.. Yaşanan olayın acılığına mı? Bir kadının mutluluk için çabasına mı? Hayallerine umutlarına mı? Yoksa bu kitabın gerçek bir hayat hikayesi olmasına mı?
∙
Arkadya’nın bir çok kitabını severek okudum mavi dantelde bunlardan bir tanesi yıllar geçsede Fahriye’yi asla unutmayacağım keşke... keşke hayatına bir yerde dahi olsa ortak olsam hayatını ondan dinlesem acılarına ortak olsam dedim. Hani hep derler ya eskiler çok çekmiş diye bir yandan hayat şartları bir yandan yokluk yine de pes etmemişler hep güçlü durmuşlar. Türk filmi tadında bir kitaptı benim için.
∙
Kısaca konusundan bahsetmek gerekirse; 1955 yılında Giresun’un Görele ilçesinde yaşayan 6 nüfuslu bir ailenin 3. Çocuklarıydı Fahriye anladı Ayşe abisi Tahir kardeşi Hasan ve annesi Kore savaşına giden babalarının yolunu gözlemektedirler. Evin babası hiç umulmadık bir zamanda hiç umulmadık bir şekilde geri döner tabi ev halkı bayram geri ama bilmedikleri bir şey vardır bayram yeri olan bu ev birden cehenneme döner ve Fahriye ve ailesi için felaketlerin kaderin alın yazısının başlangıcı olur...
∙
Aile birbirine saha çok kitlenir ve hayatlarına devam etmeye çalışırlar. Fahriye günün birinde gönlünü kendi gibi dünyanın ötesini düşleyen Salih çobana kaptırır. Her şey tam düzeldi gözüyle bakarken fırına Fahriye’nin bilmediği alın yazısının da onunla beraber gelmesidir. Öyle bir sınavdan geçmek zorunda kalır ki. O fırınına Fahriye ordan oraya savrulup bulur kendini. Yine de hayallerinden umutlarından vazgeçmez... bu güçlü kadının hayatını okumanızı acılarına ortak olmanızı mutlaka öneririm.
·
150 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.