YERMA: Ben çoban Enrique'nin kızıyım.
YAŞLI PAGAN KADIN: Ah! Çoban Enrique. Onu tanırdım.
İyi insanlardır onlar: Erkenden kalk. durmadan ter dök, birkaç dilim ekmek ye ve sonra da öl. Ne eğlence, ne oyun, ne hiçbir şey. Tatiller, başkaları içindir. Ses sizliğin yaratıklarıdır onlar. Senin amcalarından biriyle evlenebilirdim. Fakat, oh, hayır ... Ben her zaman etekleri havada uçuşan bir kadın oldum, karpuz diliminin, şenliklerin, tatlı pastanın peşinden ok gibi gittim, sürekli. Çok kez gitar seslerinin gelip geçtiğini sanarak, şafak vaktinde sokağa fırlamışımdır, meğer gelip geçen yalnızca rüzgarmış. (Güler) Halime güleceksin sanırım. İki kocam, on dört çocuğum oldu. Beş tanesi öldü; bununla birlikte, asla mutsuz değilim ve daha uzun süre yaşamak istiyorum. Sana söyleyeceğim şudur: İncir ağaçlarına bak, ne kadar uzun yaşıyorlar!
Evler, ne kadar uzun süre ayakta kalıyorlar! Ve yalnızca bizler, şu lanetlenmiş zavallı kadınlar, mahvederiz kendimizi, hiç değmeyecek bir şey uğruna.