Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

·
Puan vermedi
Cyrano De Bergerac: Aşk ve Kılıç.
1640 yılında Paris'te, Cyrano de Bergerac adında parlak bir şair ve kılıç üstadı, kendini güzel, entelektüel kuzeni Roxane'ye derinden aşık bulur. Cyrano'nun zekasına ve karizmasına rağmen, şaşırtıcı derecede büyük bir burna sahip oluşu, onun görüntüsünü etkiliyor, psikolojisinde bir aşağılık hissi yaratıyor ve kendisini Roxane'e duygularını söyleme riskini göze alamayacak kadar çirkin buluyor. Hiç kendinizi muhteşem bir güzelliğin önünde aciz hissettiniz mi? Elbette karşınızdaki alelade biri bile olsa aşık olduğunuz için muhatabınızın kusurlarını görmez ve onu mükemmelleştirirsiniz, aşklarına karşılık alamayanların ve sevgili olduktan sonra ayrılanların sıklıkla kurdukları bir cümle vardır "ben bu kişiye mi aşık olmuşum?". Evet realite, uzaklık, eski hislerin yerini alan soğuk ve objektif bakış açısı sevgilinizin o muhteşem portresini kırdı ve kusurların farkına vardınız. Cyrano işte bu kusurla doğdu, büyük burnunu takıntı haline getirdi ve güzeller güzeli olarak tasavvur ettiği Roxane'ın kendisini çirkin bulacağı endişesiyle kendi mutluluğunu feda etti. Öyle ki kuzenine aşık yakışıklı ve toy bir gencin yüzünü burnunu kapatmak için kullandı, Christian'ın güzel yüzü ve Cyrano'nun müthiş belagati, Christian'ın yakışıklılığı ve Cyrano'nun kılıç ustalığı bir gölgenin içinde yekvücut oldu. Cyrano zekidir ve abartısız, dikkatten uzak görünür; Christian basit ama güzel. Cyrano aşkla ilgileniyor ve onu elde etmek için Roxane'i özne etmeye dünden hazır, oysa Christian Roxane ile ilgileniyor ve ona ulaşmak için aşkın belagatini kullanmayı umuyor. Ama her ikisi de cesur, asil kişiler... Nereden çıkardın diyenleriniz olacaktır... İzah edeyim Christian'ın Roxane, çirkin olsa bile kendisine şiirler okuyan o gölgelikteki romantik adamı seveceğini kabul ettiğinde Christian'ın duyduğu keder, onun suç ortaklığını ve suçluluğunu kısmen fark ettiğini ve bunu onurlu bir şekilde kabul ederek, ucunda ölüm olan bir savaşa göz kırpmadan gidebileceğini gösterdi. Herkes aşık olduğunda savunmasızdır; Çoğunlukla hayali veya abartılı fiziksel özelliklerimizin gerçek aşkı hak eden gerekli modelin altında kalmasından korkarız. Cyrano bunu özetledi bize... Dışarıdan bakanlar ve esere tam nüfuz edememiş olanlar için Roxane ne şanslı bir kızdır, halbuki o daha eserin başında kaybeden karakterdir. Yanı başındaki Cyrano'yu görememiştir, Christian'ın güzel yüzü Cyrano'nun cesaretini gölgelemiştir, gün gelip de birkaç serserinin odun darbeleri ile hayatını kaybeden Cyrano zaten hiçbir zaman emin olamadığı bir aşktan, Roxane'ın kendisini sevdiğinin haberi ile pişmanlık içinde ölmüştür ama Roxane bütün bir ömür pişman yaşamıştır ve kendisine asıl hislerinin sahibi Cyrano olduğu ayan olduğunda bu pişmanlık katlanarak zirveye çıkmıştır. Yetersizlik hissini hiç iliklerinde hissetmemiş kişiler için bu eser basit bir romantizm olabilir ancak aksi durumdakiler için "hakiki bir şaheser"dir. Bir nükte ile bitirmek isterdim ama zannederim yapamayacağım fakat nükteyle ilgili Cyrano'nun şu sözleri şiarınız olsun: Evet, nükte daima. İsterim ki bir akşam üstü, kızıl bir sema Altında can vereyim bir nükte savurarak, Haklı bir dava için vurularak, vurarak. Ah ölmek, kendine denk bir düşmanın eliyle, Kılıçla, silahların mutlak en asiliyle, Kalbinden vurularak çimenlere serilmek, Ve ölüm döşeğine girmeden ölebilmek, Fakat erkekçe ölmek, titremeden, solmadan; Kanlı dudaklarında nükte eksik olmadan!
Cyrano De Bergerac
Cyrano De BergeracEdmond Rostand · Remzi Kitabevi · 19991,009 okunma
·
277 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.