Gönderi

Benim anladığım şu ki, kendimizi sizin kadar anlaşılabilir kılmak için her zaman zekamıza başvurmadan önce kadınlık yapımıza başvurmalıyız. Bir erkeğin bize öncelikle sempati göstermemesiyle hiç ilgilenmiyoruz, çünkü biz her şeye duygu açısından bakıyoruz. Aşk açısından demiyorum, hayır, duygunun her şekli, belirtisi, nüansı açısından. Duygu, bize ait olan, sizlerin iyi anlamadığınız bir şeydir, çünkü duygu sizi karartırken, bizi aydınlatır. Ah, bunun sizin için çok anlaşılmaz bir şey olduğunu hissediyorum, yazık! Nihayet, bir erkek bizi seviyor ve bu hoşumuza gidiyorsa, çünkü bu çabayı gösterebilecek duruma gelmek için birbirimizi sevdiğimizi hissetmemiz zorunludur ve bu adam üstün bir varlık ise, bu zahmete katlanarak, bize her şeyi hissettirebilir, her şeyi sezdirebilir, her şeyi kavratabilir, ama her şeyi; bütün zekasını ara sıra ve parça parça bize de iletebilir. Of! Sonra genellikle silinir bu, kaybolur, söner, çünkü unuturuz, ah, unuturuz, tıpkı havanın sözleri unutması gibi. Bizler sezgili ve esinliyiz, ama değişkeniz, duyarlıyız; etrafımızı çeviren şeyler bizi değiştirebilir. Döneme, sağlık durumuma, okuduğum yada işittiğim şeye göre beni birbirinden bunca farklı kadınlar haline getiren ne çok ruhsal durum yaşadığımı bir bilseniz! Gerçekten de, hiç çocuğum yokken, mükemmel bir anne ruhuna sahip olduğum günler olduğu gibi, başka bir gün de bir yosma ruhuna sahip olurum... hem de hiç sevgilim yokken.
··
41 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.