Virginia Woolf ‘un “ Bayan Dalloway” adlı romanı, 1918-1923 yıllarında İngiltere’nin Londra kentinde, birbirini tanımayan ve birbirinden bağımsız iki karekterin hayatı konu edilerek; toplum, devlet, nesiller arasındaki kopukluk ve iletişimsizlik, değer yargılarındaki hızlı ve önlenemez değişim , akıcı bir dille ve güzel betimlemelerle irdelenmiştir. Kahramanlarımızdan birisi kadın ve adı Clarissa Dalloway’dir. Clarissa, 50 yaşlarında, evli ve bir kız annesi, eşi parlemento üyesi, hayattan çok zevk alamayan, mutsuz bir evliliği olan, gelgitleri bulunan, ilgi ve alakadan hoşlanan, rekabetçi, mutsuzluğunu sürekli partiler vererek kapatmaya çalışan, hayatın anlamsızlığı ve kısalığına üzülen, sorgulayıcı ve insanlara güvenmeyen, mesafeli bir kadındır. Eski sevgilisi olan Peter uzun yıllardan sonra çıkıp gelse de, Clarissa ‘nın hayatına çok fazla heyecan ve renk getirmemiştir. Ayrıca bayan Dalloway, evli olmakla beraber, kendi cinsine de ilgi duymaktadır. Bir kere de olsa bayan sally ile öpüşmüş, bundan çok zevk aldığını itiraf etmiştir. Dalloway ‘un bir günlük hayatı, geriye dönük olarak anlatılmıştır. Diğer kahramanız ise bir erkek ve adı Septimus ‘tur. Septimus, savaşa gitmeden önce, Willem Shakespeare hayranı, onun eserlerini çok iyi bilen ve tiyatroda oynayan, 1’inci dünya savaşı parlak verdikten sonra, savaşa katılan, savaşta başarı kazanarak komutanının büyük bir sevgisini kazanan, daha sonra savaşta Komutanını savaşta kaybeden, ve bundan dolayı psikolojisi bozulan, savaş sırasında İtalya’da tanışıp evlenmiş, savaş bittikten sonra Londra’ya yerleşerek yaşam mücadelesine eşiyle göğüs germeye çalışmıştır. Septimus’un savaştan sonra aşırı derecede psikolojisi bozulmuş, kimseyle görüşemez olmuş, sadece eşiyle günlerini geçirmeye başlamıştır. Kendisini doktor muayene etmiş, hastalığının fiziksel olmadığını söylemiştir. Septimus sürekli kabuslar görmekte, ara ara krizler geçirmekte, Ölümden korkmaktadır. Septimus iyiye gittiğini eşine söylediği ve beraber espri yapıp gülüştüleri esnada psikiyatri doktorunun geldiğini öğrenmesi, hastaneye yatma ve eşinden ayrılacağı korkusuyla evin camından kendini aşağıya atmak suretiyle intihar etmiştir. Bayan Dalloway ‘in yaşamıyla yazar: Mutsuz evlilikleri, hayatın kısalığı ile beraber nihilizmi, kuşaklar arasındaki hızlı olumsuz değişimi, savaşın getirdiği zorlukları ve insanların mutsuzlarını irdelemiştir. Septimus karakteriyle yazar: “Mevcut Toplum yaşamını reddettiğini, insanların özgür olmadan ve kendi isteğiyle yaşayamadığını, devleti eleştirdiğini ve insanların samimiyetliğine “ isyan etmiş ve bu yüzden Septimus kahramanı canına kıymıştır. İlk başlarda bayan dallowaw ‘in ne gibi bir kahramanlığı var ki, adına kitap yazılmış diye düşündüğümde; Aslında bayan dalloway ‘in bir esprisi yok. Yazar anlatmak istediklerini bu Karamanı ile dile getirmiştir. Yazarın betimlemelerini çok çok beğendim. Dili de çok sade ve akıcı. Yalnız ben kendi adıma kaldırımda yürürken, neden bir şeyler düşünüp betimleme yapamıyorum diye de sormadan edemiyorum. Kitap; felsefik, akıcı, okurken bol bol sorgulama yapacağınız cinsten bir romandır. Yazar kadın olunca; önsezileri daha güçlü, ayrıntıları kaçırmadığını ve duygusallığı hissedeceğinizi görüyorsunuz. Tabiki tavsiye ediyorum. Sevgi ve saygılarımla...

Bayan DallowayVirginia Woolf · Yason Yayıncılık · 20164,587 okunma

··

155 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Faruk