Hoş, insanı içini sıcacık yapan, hayal kurdurtan, sinemavari bir uzun öykü. Hikaye, uzun bir şiiri andıran, destanımsı bir anlatım şekline sahip. Bu özelliği de hikayeye fazlasıyla akıcı bir hava katmış, ben bu durumu çok sevdim. Aslında çok bizden, tam da içimizden birinin kalemi yahut daktiloyu eline alıp olanı biteni yazdığını düşünebilirsiniz okurken; Mustafa Kutlu tam olarak öyle bir yazar bana kalırsa. İçimizden biri olarak, bizi, bize, kendisi olarak anlatmış. Akıp gidiyor hikaye, durağan bir hâl asla yok. Devamlı olarak hareket, hayal, duygular çalkalanıyor. Anlatımı o kadar hoş ki, yazarı okunacaklar listesinin başına eklemekte fayda var.
Not: Zülfü Livaneli tarafından övgüyle bahsedildiği için okumaya heveslendim, iyi ki heveslenmişim. Teşekkürler Livaneli